3 kedi olan bir evde Ankara’da doğdum. Hayatımın sebebi her zaman hayvanlardı. ortaokul ve liseyi TED Ankara Kolejinde okuduktan sonra, tek idealim olan veteriner fakültesinden mezun olmadım ama çok daha şanslı bir seçimle Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldum.(1993) Daha sonra Amerika’da Rutgers University, dil programında yurt dışı deneyimim oldu. 1994 yılında ki ekonomik kriz sebebi ile çok istediğim lobi mastırını ABD’de yapma şansına sahip olamadan Türkiye’ye döndüm. Ailemin karşı çıkmasına rağmen Ankara’lı genç bir kadın olarak İstanbul macerama yelken açtım. Kısa süre medya ve halkla ilişkiler üzerine iş deneyimlerim oldu. 1995 yılında Türkiye’nin ilk pet magazin dergisinde çevirmenlik ve aynı firmaya ait Çamlıca köpek çiftliğinde yöneticilik yapmaya başladım. Bu deneyimim de çok kısa sürdü.
30 Mayıs 1996’da Eukanuba markası ile hayatım birleşti. Nur topu gibi ilk konteyner depomuza o gün girdi. 2007 yılına kadar, şirketimle Türkiye pet sektöründe unutulmazlara imza attık. Pet sektörü Türkiye için çok yeni, keşfedilmemiş bir kıtaydı. 1996 yılından 1998 yılına kadar Eukanuba’yı emek yoğun bir çaba ile pet marketinde patlattık. Şubat 1998 yılında yeni bir oluşumla ACC Hayvan Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. firmasını kurdum. Kuruluş amacı olan Türkiye’nin ilk tam teşekküllü hastanesi için 1000 metre kare Dragos’ta ki merkez binasını hazırladım. Ancak bu dönemde hayalini kurduğum hastanenin işletmesini birlikte götürebileceğim vizyon da bir hekim grubu oluşturamayacağımı anladığımda, tüm bu hazırlığı lav edip, yeni mama ve aksesuar firmaları ile anlaşıp yoluma uluslararası market zincirleri ile devam kararı aldım. Bu konuda pazarlama ve ticari görüş vizyonumun 25 yıl ileri de gittiği konusunda mütevazilik göstermemem gerektiğini kurmuş olduğumuz hastane ile daha iyi anladım. Bir yandan profeyonel marka Eukanuba ile tarih yazarken diğer yandan global markaların hüküm sürdüğü zincir marketlerde bir kadın tüccar olarak unutulmaz manevralarla önemli ithalatçı firma konumuna geldim. Carrefour, Migros, Macro, Real, Praktiker, Bauhaus, Makro Market, Metro, Mr. Bricolage, Tekzen, Tansaş firmaları ile uzun yıllar iş yaptım. Firmalarımızın Pazarlama ve Halkla ilişkiler konusu benim en zevk aldığım ve şahsen çok kafa yorduğum iki konuydu. Birçok kedi ve köpek güzellik yarışmaları düzenledik, o dönemde yapılan fuarların hemen hemen tüm aksiyonları bizim firmalarımız üzerinden yapılırdı.
Hep hayvan severdim ve hep hayvanlar için savaştım. 1999 yılında İBB’nin Tuzla barınağı ile tanıştım, sokak hayvanları o günden sonra şahsi meselem oldu.  Türkiye’de kadın olmak hele iş kadını olmak düşmeyi, kalkmayı sonra yine düşmeyi, hep çabalamayı gerektirmekte. Ama bir Türk kadını olarak hiç pes etmeyiz. Ancak sokak hayvanları için aktivist olmak ve devlete bir şeyler anlatmak imkansızla eş değer. Bu yıllarda sokak hayvanı refahı için çalışmalar yaparken, projeler geliştirmekteydim. Bu konuda ki görüşüm; politik olarak bu konunun mutlak çözüme ulaşması gerekliliği idi. 2002 Kasım seçimlerin de Kemal Derviş’in İsmail Cem ile yürüme kararı ile acil bir şekilde politikaya atıldım. Yeni Türkiye Partisinden milletvekili adayı oldum. Amacım milletvekili olmaktan çok iktidar olabilecek bir partinin içinde hayvan hakları konusunu ön plana çıkarabilmek ve bir yasanın çıkarılmasını sağlamaktı. Ancak bu deneyim daha farklı bakış açıları ve dostlar kazandırarak AKP iktdarı ile farklı bir sürece evrildi. Ben rahmetli İsmail Cem ve Aydın Güven Gürkan, çok saygı duyduğum Ercan Karakaş gibi müstesna değerler ile zaman geçirme, çalışma ve politika üretme şansına sahip oldum. O dönemde de daha çok halkla ilişkiler ve raporlamalar yaparak partiye faydalı olmaya çalışıyordum.
Yılmak yok yola devam diyerek, sokak hayvanı sorununu Amerika ve Avrupa ülkelerinde nasıl çözüldüğü konusunda araştırmalara başladım. Şirket işlerim tam gaz devam etmekteydi ve biz pazarın profesyonel kanalda ve zincir marketlerde %80 ine ulaşmıştık. 2003 yılında sokak hayvanlarının çilesini çözmek üzere en doğru yolun Kısırlaştırma olduğunu cümle aleme anlatacak bir projeyi hayata geçirdim. Bu Avrupa ve Amerika’da yıllardır uygulanan mobil klinik projesi idi. 8 ayda 1 veteriner 1 teknisyen 2 yakalamacı ile 4000 bin hayvan kısırlaştırarak gerçek bir tarih yazdık. Bu konun detaylarını ekte sunduğum, lobi çalışmalarım için hazırladığım raporda detaylı bulunmaktadır. 2005 yılı JCI Türkiye’nin 10 başarılı girişimcisi, Çevre ve Ahlaki önderlik ödülünü aldım. Eş zamanlı olarak derneğimi ve projemi ailevi sebeplerim nedeni ile sonlandırmak zorunda kaldım. Ama bu ödül ile birlikte zamanın Çevre Bakanlığı Orman Genel Müdürü Sayın Mustafa Kemal Yalınkılıç ile 5199 sayılı Hayvan Hakları yasasının çıkmasına ve “kısırlaştır, aşılat, yaşat” yasanın en önemli maddesi olarak kabul ettirdik.

2020 Mart ayında pandemi sebebi ile ticaret hayatımı sonlandırma kararı aldım. Bu dönemde KOBİ danışmanlığı ve Yaşam Koçluğu üzerine sertifikalar aldım. Halen inavasyon halinde olan Kaan Pet firmasına satış, pazarlama ve tanıtım üzerine danışmanlık yapmaktayım. Amerika, Avrupa, Çin gibi ülkelerden ithalat yaptım. Firma sahibi olarak 50 kişiye kadar işveren olduğum dönemler oldu.

Tüm partilerin Çevre ve Hayvan hakları komisyonları ile lobi faaliyetleri sürdürmekteyim. Yıllar içinde tüm dünya da yapılan bir çok fuar ve organizasyon da bulundum. Kedi köpek beslenmesi konusun da oldukça iddialı bilgi birikimine sahibim. Uluslararası şirket içi birçok eğitime katıldım. Hayvanlarla birlikte yaşam koçuyum.

Müjde Coşkun