casibom
1xbet supertotobet
hoşgeldin bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025
jojobet
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler
Holiganbet
Bugun...


İsmail Fidanay

facebook-paylas
Haber kaynakları…
Tarih: 10-04-2025 20:21:00 Güncelleme: 10-04-2025 20:21:00


Günümüzde basının en etkili unsuru sayılan televizyon yayıncılığı, yandaş, muhalif ya da merkez medya isimleri ile sınıflandırılmıştır. Doğal olarak buralardaki programlar ve katılımcıların yorumları da, gerçeklerden uzak sadece taraftarlık boyutunda kalmaktadır. Elbette bu taraflı yayınların rekabet kuralları gereği ya da patronun diğer ticari işlerine destek olacak şekilde yapılandırıldığı da söylenebilir.  

Özgür, bağımsız, komutsuz, tarafsız, korkusuz gazeteci söylemi ile her akşam kulakları tırmalayanlar ise olaylara göre değişen karakterleriyle hafızalara kazınmaktadır.

Öte yandan kime, neye hizmet ettiklerini bilmediğimiz bazı gazetecilerin ellerinde gizli sayılacak belgeleri (önemli bir kısmının düzmece olduğu sonradan anlaşılan)  ekranlardan ifşa etmeleri, toplumun devlete olan güvenini sarsan ciddi bir paradoks olarak görülmektedir.

Günümüzde araştırmacı gazetecilik tanımı kurumlar içerisinde yandaş bulup belge elde etmeye evrilmiş ve ne yazık ki muhalif ve yandaş yayınlarda bununla sıkça karşı karşıya gelen izleyici de bu tuhaf sistemin bir parçası olmuş durumdadır.

Anayasal güvence altında olan kişisel bilgilere her iki kesim tarafından da bu kadar rahatlıkla ulaşılması, siyasi okuma adı altında yargı süreçlerinin önceden duyurulması gibi birçok alanda bu yeni nesil sözde gazetecilerin amaçlarını anlamak ise şimdilik imkansız gibi.

Çoğunluğu kamu kurumlarından elde edilen bu bilgilerin yandaş/muhalif medya organlarına sızdırıldığı/servis edildiği iddiası endişe yaratmaktadır. Devlet kontrolü ve denetimi altında bulunan bazı kurumlardan alınan belgelerin muhaliflere ifşa amaçlı verilmesi, yakın süreçte siyasi bir kazanıma döndürülebilir ancak unutulmamalıdır ki, bu bir sistem haline getirildiğinde uzun vadede memlekete büyük zararlar verecektir. Muhalif kesime dönük uygulanan benzer sızdırmaların da aynı sonuçları vereceği aşikârdır.

Gazeteci haber kaynağını elbette açıklamayacaktır. Ancak hiçbir araştırma yapmadan eline tutuşturulan belgelerle sosyal platformlar ve televizyon ekranlarında hükümler vermeyi de bir gazeteci refleksi olarak değerlendirmek mümkün değildir.

Kaynak devlet kurumlarından sızdırılıyorsa bu bir habercilik değil güvenlik sorunudur. Siyasi görüşü doğrultusunda yorum yapmak gazetecilik mesleğinin doğasından sayılsa da gerçekleri gölgelemesi normalleştirilemez.  Patronların, siyasilerin, bir takım örgüt ya da odakların çıkarları doğrultusunda toplumu manipüle etmeleri meslek ilkeleri ile bağdaştırılamaz.

Birilerine gazetecilik ilkeleri üzerinden eleştiri yapıp ağabeylik rolü üstlenenlerin öncelikle kendi sicillerine bakmaları,  eleştirilen o gazetecilerin de süreç içerisindeki rotalarını gözden geçirmelerini beklemek, çok gerçekçi olmasa da belki okuyucuyu/izleyiciyi durumdan haberdar etmeye katkı sunar.

Devletin şeffaf olması, kimsenin kayırılmaması, adaletin tarafsız işlemesi en doğal vatandaş beklentisidir. Ancak bunun devletin kurumsal uygulamalarında olması gereklidir.

Devletin mahalle-köy temsilciliğini yürüten muhtarlar bile elindeki tüm bilgilerin, devlet güvencesindeki vatandaşın güvenliğinin teminatı olduğu unutmamalıdır. Siyasi veya kişisel husumetlerle gayri resmi yollardan alınan bu bilgilerin amacı ne olursa olsun etik olmadığı aşikârdır. Devlet kurumlarının sağlıklı işlememesi, siyasi bir tavır olarak eleştirilebilir ancak bu siyasi ve dönemsel stratejilerin devlet geleneği gibi yerleşmesine izin verilmemelidir.

Birçok gayrimeşru faaliyetin, sayısız usulsüzlüğün hatta yolsuzluğun bu yollarla kamuoyuna duyurulduğu gerçeğini de yadsımadan bilinmesi gereken şu ki; yerleşmiş bir hukuk sistemi, adil ve adaletli kamu yönetimi, liyakat esaslı bürokrasi devletlerin vazgeçilmez temel ilkesi haline gelmedikçe; bilgi-belge sızdırma, kişisel husumetlerden doğan ihbar, siyasi rant, itibar cellatlığı, rüşvet ve şantaj gibi bir çok gayri ahlaki davranışın önüne geçilemez…

İsmail Fidanay



Bu yazı 1391 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI