“Cahil yanlışı doğru bilen kişidir. Bunlar çok tehlikelidir. Parça pörçük etseniz bile, bildiklerini savunmaya devam ederler. Üstelik sizi de cahillik ve anlamazlıkla suçlarlar. Hakiki cehalet sağ duyudan yoksunluktur; okullarda okumakla yok olunmaz.” Dostoyevski 

Bugün ülkenin manzarası tam da bu. Yanlış, doğruya benzetilerek değil; doğruya zorla dönüştürülerek makamlara taşınıyor. Ve cehalet, artık sıradan bir kusur değil, bir yönetim tekniği. Yerelde de merkezde de sıkça karşılaştığımız bu duruma alışmayı  tercih edenler ise başka bir sorunumuz.

En kıymetli liyakat kişiye sadakat…

Akademik kariyer, başarılı bir özgeçmiş, projeler, fikirler, iş ahlakı, insan, doğa,hayvan sevgisi ve edep…

Hiç birine ihtiyaç kalmamış. Tek referans makam dağıtana sadakat.

Belediyelerin kişiye özel hazırladıkları işe alım şartnameleri ortaya çıkartıldığında yaptıkları “etik olmayabilir ama yasaldır” savunmalarına tuz kokuyor demekten başka bir çaremiz yok.

Soruları şaibeli sınavların ardından, gözyaşına bulanmış gençler kayboluyor. Ama ekranlara çıkanlar dimdik: “Her şey usule uygun.”

Doğru; çünkü usul, yanlışın kendisi zaten.

EKONOMİ: ÇÖKÜŞÜN ESTETİĞİ

Her gün yeni bir rekor kırıyoruz. Döviz zirvede, enflasyon gökyüzünde. Bu tabloya “başarı” diyorlar.

Demek ki çöküşü de bir estetik meseleye çevirebilirsiniz; uçuruma yuvarlanırken gökyüzünü seyretmek gibi.

Ve bu mucize, cehaletin özgüveniyle alkışlanıyor: “Daha da büyüyoruz!”

Yerel yönetimler de ise; tek hedef günü kurtarmak, seçimlere yakın göstermelik bir kaç proje ile vatandaşı kandırabileceklerine o kadar  eminler ki…

Cehalet, bu topraklarda sadece bilgisizlik değildir. Bir yöntemdir, bir alışkanlık, bir erk olma biçimidir.

Ve en tehlikelisi: Cehalet, kendini bilgi sanır.

İşte bu yüzden yanlışı doğruya çevirenler değil, yanlışı doğru bilenler ülkenin kaderini çiziyor.

Dostoyevski’nin satırlarıyla başladık, onunla bitirelim:

Okullarda okumakla yok olmaz cehalet. Ama belki bir gün, halkın sağduyusu diplomanın yapamadığını yapar.

Diploma demişken; bunca sahte diploma tespit edildi de, çakma üniversitelerle ilgili hiç bir adıma daha doğrusu itiraza rastlamıyoruz.        (kabul hepsi yasal ancak mezunlarının hala lise seviyesinde kalması azıcık tuhaf)