Canım memleketim, her köşesi birbirinden güzel, dört mevsimi yaşadığımız, cennet vatanım benim…
     Sana ne kadar zarar versek de, tabiatını ve doğal güzelliklerini ne kadar perişan etsek de, kişisel menfaatlerimizi ne kadar milli menfaatlerin önüne geçirsek de, yine dimdik ayaktasın. Gezmeye doyamayacağımız, görmekle bitiremeyeceğimiz kadar büyük Türkiye’m. Vize alacağız diye yabancı ülkelerin kapılarında yakaran, her türlü eziyet ve zulmü gören, aşağılanan insanımız, önce kendi vatanını gezmeli, kendi değerlerini ve güzelliklerini yaşamalı. O zaman görecek ki, dünyanın en güzel ülkesine sahibiz.
     35 yıldır Kars’a gitmemiştim. Bodrum’un 40 derece sıcağından, şu yaz gününde 4 derecenin altını gören Kars’a uçarak, oraların çok güzel geliştiğine, çok huzurlu bir kent oluşuna tanık oldum. Evet çok huzurlu, çok güvenli harika bir ilimiz olmuş Kars. Hadise, olay, suç, çok başarılı polisimiz sayesinde sıfırlanmış adeta.Belediye yetersiz imkanlara rağmen iyi çalışıyor, caddeler ve sokaklar tertemiz,yerde bir çöpe bile rastlamadım. Ruslardan kalan binalar bakımlı ve muhteşemdi, şehrin yapısı düzgündü. Çarpık ve sağlıksız yapılaşmayı pek göremedim. Olsa bile genel görüntüyü etkilemiyordu..
     Devlet ana yolları ile şehrin yolları bizim Ege’den ve hele Bodrum’dan çok daha iyiydi. Taş binalarda açılan Puşkin ve Dostoyevski gibi kafelerde kızlı erkekli gruplar oturuyor, caddelerde bisikletli genç kızlar ve otomobil kullanan hanımlar dolaşıyordu. İnanılacak gibi değil ama öyleydi. Herkes birbirine saygılı, batıdaki şehirlerimize örnek bir huzur ve mutluluk yayılıydı ortalığa.
     Çok güzel bir havaalanı yapılmış Kars’a. Üç büyük kentten sürekli uçuşlar yapılıyor. Uçaklar dolu, yer bulmak zor, üstelik trenler de hayli turist getiriyor kente. Kars doğunun kültür başkenti çünkü. Nereye baksanız tarih, nereye gözatsanız geçmişin acı tatlı anılarıyla dolu. Ani harabelerini mutlaka görmelisiniz. Dünyanın en güzel ve kaliteli karına sahip Sarıkamış’ı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Kayak bölgesinde irili ufaklı oteller vardı. Ama yeni yapılan beş yıldızlı Sarpino dağ oteli, Avrupa’nın kayak merkezlerindeki otellerden çok daha donanımlı ve muhteşemdi.
     Rus işgali sırasında doğu cephesinde yaşanan dramın ve 1915 Sarıkamış muharebesinin anısına anıt, abide ve heykel formunda birçok şehitlik yapılmış. Allahuekber dağlarının sırtlarından köy ve ilçe merkezlerine kadar geniş bir bölgeye yayılan bu şehitliklerde duygulanmamak, ağlamamak mümkün değil. Buralara tüm okullarımızdaki öğrenciler getirilmeli, hele Üniversiteli gençler mutlaka gezmeli ve görmeli Kars bölgesindeki zenginlikleri, değerleri, anıtları, müzeleri. Bu topraklara ne pahasına sahip çıkıldığını, 90 bin askerimizin donarak nasıl şehit olduklarını yerinde yaşamalılar. Hepsinin önünde saygıyla eğilmeliler, aziz ruhlarına fatihalar okumalılar. Kanlı Tabya müzesini mutlaka ziyaret etmeliler. Kolu bacağı kopuk yaralı askerlerin mumyalarını, altları delik deşik yüzlerce çarığı, harpte kullanılan silah ve cephaneyi görmeliler.
     İlk yerleşimin MÖ 4000 yıllarına kadar uzandığı bölgede, 21 kadim uygarlığın geçtiği Kars’taki tarihi eserler, kentin kültürel mozaiğini yansıtıyor. Türkiye ile Ermenistan sınırını belirleyen Arpaçay vadisinin batı kıyısında yer alan ani harabeleri, 5000 yıllık bir geçmişe sahip. Etrafı 4,5 kilometrelik surlarla çevrili Ani’de camiler, Selçuklu Sarayı,Ani katedrali,kiliseler, köprüler, kaleler, manastırlar var. Golf arabalarıyla bile gezseniz, şehri bir günde bitiremezsiniz. Kars kalesi ile şehri Rus ve İran saldırılarından korumak için yaptırılan 46 tabyadan, günümüze kadar gelen 22’sinden birkaçını da görmek gerek. Dünyanın en önemli kuş göç yollarının üzerinde bulunan Kars, Türkiye’deki 465 kuş türünden 308’ine ev sahipliği yapıyor. Bu arada bitki cenneti olan Kars’ta 2000’in üzerinde tohumlu,100 kadar da endemik bitki var.
     Kars’ın özellikle kazı, peyniri ve balı çok meşhur. Kazı Ocakbaşı ve Nuran Hanım’da yiyebilirsiniz ama Polisevindeki de bir harika, yumuşak ve ağızda kolayca dağılıyor. Şehirdeki peynir müzesini de ne yapıp edip görmek lazım. Dünyayı gezdim ama bu kadar düzenlisini ve güzelini görmedim doğrusu. Türkiye’de 300 çeşit peynir varmış. Fransa dünya birincisi güya. Peynir sayısı 180’i geçmiyor ki… Kars’ın nüfusu köylerle beraber 350 bin civarında ama, büyük şehirlerde yaşayan Kars’lıların sayısı 550 binden fazla. Şehirde güzel ve yeni bir  hastane yapılmış. Doktor noksanı yüzünden halk Erzurum’a gidiyormuş. En yeni ve görkemli yapı, Sultan Alpaslan Camii ve külliyesi. Bu arada TOKİ de, yeni meskenler inşa ediyor. Sarıkamış’taki Katerina köşkünden de bahsetmeliyim. 1896 yılında Rus Çarı 2. Nikola tarafından Kraliçe Katerina için yaptırılan muhteşem av köşkü bakımsız ve harap halde. Restorasyonu 4 yıl önce ihaleye çıkarılmış,Yerli Torunoğlu firması ihaleyi kazanmasına rağmen bir şey yapmamış, hatta vazgeçmiş bile. Burasının Turizm Bakanlığınca onarılıp devreye sokulması sadece Kars turizmine değil, ülke turizmine de çok büyük bir değer katar. Kars’ta kalınacak irili ufaklı çok güzel ve butik oteller var. Ben eski siyasetçi Gürbüz Çapan’ın otelinde kaldım. Güzel döşenmiş, rahat ve değerli koleksiyonlara sahip bir oteldi.
     Kars yazmakla bitmez.Ama bir kere daha belirtmeliyim ki, mutlaka gidip görmek ve gezmek lazım.
                                                 CAN PULAK