Birkaç gün öncesi; Samsun’un simgesi, ünlü heykeltıraş Heinrich Krippel’in Atatürk heykeline iki mürtecinin (irtica yanlısı) yapmış olduğu saldırı toplumda büyük infial yarattı. Türkiye’nin dört bir yanında bunu yapanlar lanetlendi... Saldırganların girişimleri atın ayağına bağlanan halatın kopmasıyla sonuçsuz kaldı. Anıtın bulunduğu parktaki mobese kameralarda bu çirkin saldırıyı anında görülmediyse de kayıtlardan aracın plakası belirlendi ve saldırganlar yakalanıp tutuklandı.

Bu çirkin olay duyulur duyulmaz başta Samsun spor taraftarları olmak üzere Samsunlular büyük bir vefa örneği göstererek; soğuk ve gece demeden anıtın çevresinde onur nöbeti tuttular. Böylece Atatürk düşmanlarına en güzel yanıtı verdiler. Hepsini canı gönülden kutlarım.

Atatürk heykellerine saldırıyı, daha doğrusu irtica girişimi ilk kez 1951 yılında Kırşehir’de yaşanmıştı. Atatürk ve devrimlere karşı çıkan Kemal Pilavoğlu isimli hukuk eğitimini yarıda bırakan bir kişiydi. Cezayir’de 1787 Ebu’l Ahmet et Ticani’nin kurduğu tarikatı Türkiye’ye ithal etmişti (!) Kemal Pilavoğlu çevresine irtica yanlısı cahil bir güruh toplamıştı. Tutuklanmış, cezası bittikten sonra sürgüne gönderildiği Bozcaada’da kalarak şarap ticaretine girişmiş, eşinin ihbarı üzerine oğlan çocuklarıyla çıplak bir seks âlemi yaparken yakalanmış, Bursa cezaevinde ölmüştür.  O günlerin Cumhurbaşkanı Celal Bayar “Atatürk’ü sevmek ibadettir” demiş, ardından yeni saldırılar olunca da 31 Temmuz 1951 ‘de halen yürürlükte olan “Atatürk’ü Koruma Kanunu”  çıkarılmıştır. Yeri geldiğinde bu konulardan ileride söz etmek istiyorum.

Bu topraklarda yaşayan akıl, bilim sahibi aydın insanların Atatürk’e şükran borcu vardır Yabancı devlet adamları ondan saygıyla söz etmişler, memleketlerine onun ismini veren meydan ve heykeller yapmışlardır.

Atatürk ile Samsun’un bağlantısı onlarca kez yazıldı. Yeri gelmişken bu konuda birkaç söz söylemek isterim.

I. Dünya Savaşında Osmanlı bir kez daha yenilmiş, İstanbul başta olmak üzere Anadolu’nun büyük bir kısmı işgal edilmişti. Karadeniz Bölgesine İngilizler hâkimdi. Ne var ki, orada sarayı dinlemeyen küçük guruplar ve vatanseverler İngilizlere karşı direniyorlardı. Son padişah Vahdettin Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Paşa’yı direnişçileri sindirmek ve İngilizlere yardımcı olmak üzere Samsuna göndermişti. Ancak padişahın ve Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın beklediği olmamış, Mustafa Kemal Paşa sarayı ve emperyalistleri karşısına almış, bağımsızlık mücadelesini çok zor koşullarda başlatmıştır.

Bağımsızlık mücadelesini Samsun’a çıkarak başlatan Atatürk, Türk’ün mucizesinin ilk adımını orada atmıştı.  Ne kadar anlatırsanız anlatın, ne kadar yazarsanız yazın sapık fikirler bunu anlayamazlar.