Bugun...


Erdem Yücel

facebook-paylas
Konfüçyüs İnancı - Konfüçyüsçülük (3)
Tarih: 19-01-2025 14:33:00 Güncelleme: 19-01-2025 14:33:00


Çin’in eski dini görüşlerini yeniden ortaya çıkarmaya çalışmış, onların üzerinde yersiz tartışmalar yapılmasını önlemiştir. Ölümden sonraki yaşama karşı çıkmamış; dünyada yapılan günahların cezasız kalmayacağını ve yapılan kötülüklerin cezasının ölümden sonraya bırakılmadan bu dünyada verileceğini ileri sürmüştür. Tanrıya ibadetin sürekli olmaması, ancak bir görev olduğunu ileri sürerek dinsel anlamda temizliği, orucu ve kurbana öncelik verilmesinden yana bir tutum izlemiştir. Ahlakın ana temelinde tanrıya, insanın kendisine, aile bireylerine samimi olması kadar, milletinin yükselmesine yardımcı olunmasını sürekli belirtmiştir. Bunları yaparken yöneticilerin, insanların barıştan yana olmalarının da şart olduğuna değinmiştir. Dünyada beş şeyi her şeye uygulayabilme yeteneğine mükemmel davranışlar olarak nitelemiştir. Bunların ağır başlılık, cömertlik, samimiyet, doğruluk ve nezaket olduğunu açıkça belirtmiştir. Ağır başlı insanın saygısızlık görmeyeceğini, cömert olanların istediğini elde edeceğini, samimi olana güvenileceğini, doğru olanın başarı kazanacağını sürekli topluma anlatmaya çalışmıştır. Üstün insan ile küçük insan arasındaki farkı da şöyle açıklamıştır:
“Büyük ya da üstün insanlar kafasını çalıştırır. Küçük insan ise kendi faydasını aramaya bakar. Büyük ve üstün insan yalnız doğruluğu, küçük insan ise yalnız faydayı düşünür.” 
Konfüçyüs, ayrıca sadakati, samimiyeti ön planda tutmayan ve ağırbaşlı olmayan insanlara saygı gösterilmemesini istemiştir. Yaşlı olanların rahatının sağlamasını, insanların arkadaşlarına samimiyetle yaklaşmasını, gençlere nezaketle davranılmasını önermiştir. İnsanların her zaman doğruluktan ayrılmamasını ise özellikle belirtmiştir. Bir insan;  doğruluktan ayrılarak rahat bir yaşam sürerse onun ölümden kurtuluşu çok zor olacaktır demeyi de ihmal etmemiştir. Ona göre dış güzellikten çok iyi ahlaka önem verilirse ailesine en iyi şekilde hizmet ederse, efendilerine bağlı kalırsa, yakınlarıyla ilişkilerinde doğruluktan yana davranışta bulunursa o kişi üstün ve büyük insandır. Bütün üstün insanlar davranışlarında düşünceli, dikkatli olmalıdır. Bunları yapan kişiye hiç kimsenin saygısızlık yapmayacağını, daha doğrusu yapmaktan çekineceğini söylemiştir.
Konfüçyüs’ün bütün bu öğretileri iyiliği, doğruluğu, terbiyeyi, akıllılığı ve güvenilirliği insanın faziletleri olarak ortaya koymuştur. Kısacası, kültür, yönetim, dürüstlük ve sözünde durulması ana kurallar olmalıdır. Ona göre beş temel kuralı uygulayan kişiler rahat ve huzurlu bir yaşam süreceklerdir. 
Konfüçyüs’ün ana kurallarını şöyle sıralayabiliriz:
Amir ile memur.
Ana baba ve çocuklar.
Karı ile koca.
Kardeşler.
Arkadaş ve dostlar arasındaki sevgi ve saygı.
Konfüçyüs sonra bu beş kurala da açıklık getirmiştir:
Amirin riayet etmesi gereken ilk esas; yöneticilerinin güveni ve onların sevgisini kazanmasıdır. Eğer insanlar korku ve dehşetle itaate zorlanırsa; yönetenle yönetilen arasındaki bağ kopar, işler zorlaşır, ahlak sarsılır ve nefislerde fesat meydana gelir.
Konfüçyüsçülükte genç, ana ve babasına sadık ve diğer büyüklerine saygı göstermelidir. Onlara sevgi ve bağlılık, itaatsizlik etmemektir. Kişinin babasının yolundan gitmesi; ancak ona bağlı olmasıyla mümkündür. Eski Çin Atalar Kültünde oğulun bilgeliği ne olursa olsun babasından önce sunulanları yiyemez, sofraya uzanamazlar.
Karı ve koca, kardeşler, arkadaş ve dostlar arasındaki ilişkiler de belirli kurallara bağlanmıştır. Evin erkeği ailesi hayattaysa onları bırakıp uzak diyarlara gitmemelidir. Aileye hizmet ederken onlara tenkitte nazik olunmalı, onlara terbiye icaplarına göre hizmet edilmeli, aile sıkıntıya düştüğünde de genç çocuklar aileye yardımcı olmalıdır. Büyük ve üstün insan kendini esas olan şeye verir, bu esas şey meydana gelince prensipler gelişir, anaya babaya sadakat ve kardeşlik sevgisi de kendini gösterir. Kendine uygun olmayan kimselerle arkadaşlık etmemek ise Konfüçyüs’ün başlıca önerilerinden bir diğeridir. Arkadaşlığı da faydalı ve zararlı olmak üzere iki gruba ayırmıştır. Dürüst, samimi ve anlayışlı bir arkadaş faydalıdır. İkiyüzlü, kurnaz ve çok konuşan bir arkadaş zararlıdır. 
Konfüçyüs’ün öğretilerinde devlet yönetiminin üzerinde özenle durulmasını istediğini yukarıda değinmiştim. Yöneticilerin beş önemli noktanın üzerinde durması gerektiğini; bunun için aşırı harcama yapılmamasını, faydalı işlere önem verilmesini, halkına pişmanlık yaşatılmaması üzerinde durmuştur. Gururlu olmadan itibar kazanmak ve korkutucu olmamak, kısacı zalim olmamak gibi özellikleri önermiştir. Düşünmeden buyruklar çıkarmak ve sonra da bunların hemen uygulanmasını istemek, yersiz davranışlardan kaçınmanın da önemini vurgulamıştır. Sanırım ki, günümüzün pek çok yöneticisinin ondan alacağı dersler olmalıdır.
Konfüçyüs’ün öğretilerinde doğal ve insancıl yön her zaman ağırlık kazanmıştır. Öğretilerinde bireylere ve topluma sürekli mesajlar vermiş, üstün insan olabilmenin meziyetlerini sıralamıştır. Bununla da kalmayarak dünyanın ahlaki gücü geliştirmeye çalışmıştır. Bir din geliştirmemekle beraber yine de Tian’a (Gök cenneti) ilgi duymuş, ona dua etmiş, oruç tutmuş ve kurban törenlerine katılmıştır. Bunları yaparken de halkın o dönemdeki cadılık ve büyücülük içeren bağnazlığına karşı çıkmıştır.
Orta Asya’daki Şintocu, Taocu, Budacı dinlerde onun görüşlerine yer verilmiştir. Ayrıca Müslümanlık ve Hıristiyanlık objektif olarak incelendiğinde yine onun izleriyle karşılaşılmaktadır. Belki onun gerçek amacı yeni bir din ortaya koymaktan çok yıkılmaya, ortadan kalkmaya yüz tutmuş Orta Asya devlet yönetimlerine, dinlerine, toplum ve devlet düzenine yeni bir şekil vermek olmalı diye düşünmek yerinde olacaktır. 

 



Bu yazı 635 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI