casibom
Bugun...


Erdem Yücel

facebook-paylas
Kurbanın ardından
Tarih: 21-06-2024 21:44:00 Güncelleme: 22-06-2024 22:01:00


Kurban bayramı ve ondan kaynaklanan tatil telaşı içerisinde bir haftayı daha geride bıraktık. Gençlik yıllarımda basındaki üstatlarımızın çoğu kez söylediği öğütlerine uyarak her bayram bir şeyler yazmaya çalışmıştım. Bu defa aşağı yukarı her bayram aynı şeyleri yazmak istemedim ve yazmadım. Yalnızca Üsküdar Haber Gazetesinin sahibi Turhan Bal’ın isteğini kıramadım ve yalnızca oraya geçmiş bayramlardan günümüze gelen süreçte yaşananları yazmakla yetindim.
Televizyonlarda, basında ve sosyal medyada bayramda yaşanan bazı gariplikleri görünce; gel de yazma demekten kendimi alamadım.
Kurban bayramları nedense bana hep hüzün vermiştir. Geçmişte Anadolu’nun herhangi bir yerinde bulunduğumda bayram sabahları bahçelerden koyunların melemeleri duyar, bir süre sonra da sesler bıçak gibi kesilir, etraf sessizliğe bürünürdü. O zaman yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi düşünürdüm.
 İnsanoğlunun garip bir yaratık olduğunu hep düşünmüşümdür. Bir gün önce su ve yiyecek verdiği, evin çocuklarının sevdiği o güzel hayvanlar, dini bir hikâye uğruna acımasızca kesiliyordu. Bu olayları izleyen çocukların ileride yaşayacakları travmalar nedense hiç düşünülmezdi. Sonunda bu konuda bazı yasaklar getirildiyse de kesimler daha farklı yöntemlerle yapılmaya başlandı.
Kurban edilecek hayvanların da kendilerine göre akılları vardır; bazıları başlarına gelecekleri hisseder ve kaçmaya çalışırlar.  Bu bayramda kaçan hayvanlarla ilgili bazı gariplikleri televizyonlarda izledim. 
Bunlardan birinde canını kurtarmak isteyen dana bir evin damına çıkarak bütün kiremitleri parçalamış… Mahalleli hep birden çatıdan aşağıya indirip kesme çabasına girişmişler. Dünyada garip olaylar diye bir ansiklopedi yazılacak olsa ona girmesi gereken bir başka olaydan söz etmek istiyorum: Evinin çatısında bir keçiyi  kurban etmek isteyen bir adamın elinden can havliyle kurtulmak  isteyen keçi her nasılsa kurtulup kendini aşağıya atmış. Ancak boynuzları telefon tellerine takılınca havada asılı kalmış. Yukarıdan ip atarak kurtarmaya çalışmışlar; ne yaptılarsa nafile… Aşağıda halk toplanmış, sonunda bir iş makinesi getirerek keçiyi asılı kaldığı yerden kurtarmışlar. O anda aşağıdan sevinç çığlıkları yükselmiş, alkışlamışlar ve keçinin kurtulduğuna sevinmişler. Aşağıya indirilen keçiyi öpenler olmuş, ardından da kasaplar iş başına geçerek kurban etmişler,
Bizim atasözlerimizin hepsinin bir anlamı vardır; Bu ne perhiz bu ne lahana turşu derler. Bu olay da aynen öyle o atasözünü doğruluyor olmalı.
Televizyondaki bazı yorumcuların söylediğine göre bu iki olay yabancı basında yer almış.
Her bayram olduğu gibi sokaklarda kaçan hayvanları kovalayan gönüllü matadorlar,  acemi kasaplar da bu bayramda ortaya çıktı. Hastanelere kendilerini kesen acemi kasapların çok sayıda olduğu söyleniyor. Ayakları bağlı hayvanı kesmeye çalışanlar nasıl olur da kendini doğrar akıl alacak gibi  değil..Kolunu, elini, bacağını kesenler ise  vaka-ı adiye’den sayılıyor.
Dinimizde kurban edilecek hayvana eziyet edilmemesi gibisinden bir hüküm vardır. Acaba buna kaç kişi uyuyor? Ben kendi hesabıma hep merak etmişimdir; bazıları ne kadar kesip biçmek için kasaplığa heves ediyor diye… Önümüzdeki yıl bir başka kurban yazısında buluşmak üzere hoşça kalın…

 



Bu yazı 8052 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI