İnsanları birleştiren evrensel müziği sözlükler kısaca şöyle tanımlar; İnsan ve çalgı seslerinin biçimsel bir güzellik veya duygusal bir ifade yaratacak biçimde düzenlenmesini içeren bir sanattır.

Toplumların kendilerine özgü müzikleri vardır; sevdikleri müziği veya şarkıları dinlemekten hoşlanırlar. Birde evrensel Klasik Batı Müziği vardır;  onu toplumların belirli kesimleri dinlemekten zevk alır. İnsanlar sevdikleri müziği dinlemekte özgürdür; Ancak kendi zevkleri için başkalarını rahatsız etmeye hakları yoktur. Bu en basiti ile bir görgü kuralıdır.  Hepsinden öte insanın insana saygısını gösterir.

Şimdi yaşadığımız topluma bakın; sokaktan geçen bir otomobillin içerisindeki görgüsüz teybini sonuna kadar açarak kendi kültürünü yansıtan müziği(!) herkesin sevdiğini sanır.  Müzik adına gürültü kirliliği yaptığını anlamaz bile…

Tatil yörelerindeki restoranlara, kafelere bakın; neredeyse hemen hepsi kulakları tırmalayan şarkılar çalar… Sanırlar ki, onların çaldıkları müziği duyanlar oraya gelecekler… Toplumun huzurunu sağlamakla yükümlü belediye veya kamu yönetimleri nedense onları ikaz etmekten kaçınır…

Siz hiç duydunuz mu; ama şu restoran veya kafe güzel müzik çalıyor oraya gidelim diyenleri… Belki vardır ama devede kulak… Bazen insanlar dostlarıyla veya arkadaşlarıyla sohbet etmek için bir yere giderlerse de gürültü kirliliğinden konuşamazlar…

Önceki yazımda sözünü ettiğim bir olay; bence bazılarının suratına bir tokat gibi indi. Dünyaca ünlü  sanatçımız Fazıl Say Datça amfi tiyatrosunda konser verirken, hem de Chopin noktürn’ünü yorumlarken amfi tiyatronun 200-300 metre uzağındaki kafeden canhıraş bir müzik yayını başladı.  Öyle bir müzik ki; Chopin’in o güzel nağmelerini bastırdı… Sanatçı konsantre olduğu müzikten bir anda koptu, biraz bekledi. Belediye bu işi neden önlemiyor gibisinden bir şeyler söyledi ve sonra konserine ara verdi. Meğer kafeye konser var;  müziğe 22.00 başlarsınız denmiş… Klasik Müzik konserinin ne kadar süreceğini bile bilmeyenlere ne denir; bilemem… Klasik Batı Müziğini seslendiren sanatçılar yorumlarını yaparken adeta dünyadan kopar piyanosu veya diğer müzik aletleriyle bütünleşir… En ufak bir ses onları bütünleştikleri müzikten koparır...

Yaz aylarında kültür ve sanat adına tatil yörelerinde konser verenler dışında Klasik Batı Müziğinin onlardan farklı bir yorumu olduğu gibi izleyenleri de farklıdır.

Fazıl Say bir daha Datça’da konser verir mi bilemem ama yaz ayları tatil yörelerinde müzik adına gürültü kirliliğini de beraberinde getirdiği bir gerçek…

Datça’da minibüs meydanında yapılan, en azından bir kilometreye yayılan düğün ve kına gecelerinde çalınan müzik de gürültü kirliliğinin en tipik örneğidir.

Her şey bir yana Fazıl Say’ın tepkisi de unutulmamalıdır.  Bunda da haklıdır; Datça’da Chopin katledilmiştir.

Ünlü  yazar William Shakespeare  bakın ne kadar güzel söylemiş: “İnsanlar rahat bıraksa, hayattan daha çok zevk alırdık.”