“Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine zarar
vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.”
                                                     Mevlana
 

Ocak ayının ortalarını geçtik. Havanın gidişatına inanabiliyor musunuz? Kış mevsiminin soğuk ve karlı günlerini yaşıyor olmamız
gerekirken, hala yalancı baharın etkisindeyiz. Sadece ülkemizin nispeten  ılık kış yaşayan batı ve güney bölgeleri değil, doğudan batıya, kuzeyden
güneye bütün Türkiye “BİR GARİP KIŞ” yaşıyor.

Ilık havanın yanı sıra kuraklık da cabası. Bu denli kurak bir kış, normal kışlara benzemiyor. Yağışsız geçen kış mevsimi, barajlar, tarlalar için tehlike sinyalleri veriyor. Hatta kış uykusuna yatması gereken hayvanların da döngüsü bozulmuş diye yazıyor gazeteler.

Diğer yandan bitip bitmediğine emin olamadığımız, geçtiğimiz yıllardan kalan pandemi, hayat pahallılığı, bulunamayan ilaçlar, her defasında katlanan fiyatlar ruh sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Maalesef son onbir yılda antidepresan kullanımı yüzde yetmiş artmış.
İlkokul yıllarımda sınıfımızda kara tahtanın hemen üstünde dört mevsim tablosu asılı dururdu ki hala gözümün önünde. Her mevsimi anlatan ne güzel resimler vardı. O zamanlar her mevsimi olması gerektiği gibi yaşardık. İnsanoğlu elinden geleni ardına koymadı ve kirlendi dünya. Sadece doğa değil, ruhlarımız da altüst oldu. Aynı insan elinden gelse dünyayı kirlettiği yetmezmiş gibi uzayı da ele geçirse kirletebilir mi? Gün gelip yaşamak için başka dünyalar aramamız mı gerekecek?
 

Öncelikle insanın, insan olmanın gereklerini anlaması şart. Kendini tanıyan bilen insan, kendine hak gördüklerinin diğer canlıların da hakkı olması gerektiğini bilmelidir. Bizler doğanın ve toplumun birer parçasıyız. İnsanı doğadan ve toplumsal yaşamdan ayrı düşünemeyiz. Bireylerin mutlu, özgür, adil ve paylaşımcı olduğu bir toplum da bireylerin özelliklerini taşıyacaktır.

Şu garip kış gününde güneş bedenimizi ısıtıyor, ama zamansız sıcaklık ve kuraklık ruhumuzu üşütüyor. Zor günler geçiren dünyanın daha fazla birliğe, dayanışmaya, adalete, paylaşıma, hoşgörüye ihtiyacı var. Bu kış da geçer, bahar da gelir, yaz da gelir de gönlümüzü de ısıtır mı? Umarız ısıtır.