![]() |
Tweet |
İlk yerleşim izlerinin M.Ö.8 bin yıla kadar uzandığı, Perslerin Katpatuka, Güzel Atlar Ülkesi adını verdiği Kapadokya’da doğanın peri bacası olarak adlandırılan huni görünümlü şekillenmesi, milyonlarca yıl öncesi Erciyes ve Hasan Dağının volkanlarından püsküren lavlarla kaplanmış. Zamanla da rüzgâr, yağmur ve erozyon sonucu yumuşak tabakanın aşınması ve sert kaya kütlesinin ortaya çıkmasıyla oluşmuş…
Kayalıkların yumuşak tabakası ilk kez Hititlerce keşfedilip oyularak barınma alanları yapılmış, ama barınma, sığınma ve ilk Hıristiyanların gizlice ibadet etmeleri için oyularak yapılan, tünellerle birbirine bağlı, dışarıdan duvarlar örülerek görünmeyecek hale getirilen, çeşitli büyüklükteki odalar, kiliseler ve şapellerin yapılışı, daha çok M.S.4-5 yüzyılda Bizanslılar döneminde olmuş.
Nevşehir, Niğde, Kayseri, Aksaray ve Kırşehir illerimizin çevrelediği Kapadokya bölgesinde, piramitler, evler, güvercinlikler, kiliseler, şapellerin kayalara oyularak yapıldığı doğa harikası şekillenmeleri çoğunlukla Ürgüp, Uç Hisar, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara vadisinde yer alıyor.