Peki kime çıkacağı belli mi?!?
Milli Piyango İdaresinin özelleştirilmesi ve işletmesinin Tüpçü ’nün şirketinin de dahil olduğu ortaklığa devri ile bir çok eleştiri, çekilişlerin dürüstlüğü, ikramiyenin yönlendirildiği gibi konularda iddialar olmuş, pis kokuların varlığından bahsedilmişti. Çekilişin canlı yayını sırasında ekranda görünmeyen bir sesin ''8” ve “32'' diye fısıldadığını ve ardından küreden bu numaraların geldiği izlenmiş, haberlerde günlerce yayımlanmıştı. Bu yıl başında, neredeyse bir alışkanlık, bir oyun haline getirdiğimiz “yılbaşı milli piyangosu alımı” bile darbe almış, “çıkmıyor abi, birilerine çıkarttırıyorlar” sohbetleri yapılır olmuş, bilet alımı çok düşmüştü.
 
Şaibe iddiaları doğru mudur? Bilemeyiz tabii ama bazı ipuçlarını takip edebiliriz. Bunun için başta “kimdir bu Tüpçü?” sorusunu bakalım.
 
Tüpçü; Fransız kökenli LPG şirketinin veliahdı. Beşiktaş Jimnastik Kulübünün de Başkanlığını yürütmüştü bir ara. Hatta Beşiktaş taraftarı (üst yönetime yakın olanlardan da istihbarattır) “Babası Tüpçüye şirketlerin işlerine bulaşma, sonra temizleyemiyoruz. Git kendine meşgale bul” diyerek şirketlerin yönetiminden kovduğu ve Beşiktaş’ın başına bela ettiği söylenir. Tüpçü sonra da Türkiye Futbol Federasyonuna başkan olmuş, bu görevi 2 dönemde tam 7 yıl yürütmüştü (pardon + 2 gün). Bilin bakalım bu görev için kime yakın olmak lazım?
 
Ve esas bizi ilgilendiren nokta; al takke ver külah işleri. Bu Tüpçü bir gün karar veriyor medyacı oluyor. Derler ki insanı Futbol Federasyonu yapan güç isterse medyacı da yapar, medya faresi de. İşi “tarım, tarım desteği, tarımcıya destek” olan bir banka açıyor kredileri. Ödendi, ödenmedi, nasıl kredi açıldı kısımları bir yana Tüpçünün İstanbul Kemerburgaz’da hiçbir işe yaramaz arazileri teminat oluyor. İmara açılıyor, itirazlarla gene kapanıyor, olası ki tepedeki adamın isteğiyle imar olurlanıyor, tarım bankasına geri veriliyor araziler, borçlar kapanıyor falan. Burada kısalttık tabii, unutanlar tekrar bir araştırsın.
 
Bunlar hatırlayıp düşününce, medyada üstlenilen görevlerin ne olduğu, nasıl çalışıldığı görülünce, bu cüret ve ataklık görülünce piyangoda şaibe iddalarına bir daha bakmak lazım.
 
Sanırım “hiç bir şey olmasa da bir şeyler olmuştur” demiştir okuyucular.
 
Çok birikti çooooooookkk… Bakalım kime çıkacak, ne zaman çıkacak? Yok ya Kolombiya işi hikayeymiş, o kadar da değil.

Sonradan Datçalı Adam