Hikaye şöyle; 
Geçen sene bir yüzme yarışına katılmıştım. Federasyondan onay alamadıkları halde son dakikaya kadar bunu paylaşmadıkları için hakem olmadan, etkinlik şekilde de yaparız diyerek yarışı gerçekleştirdiler. 
Çünkü yarışın 17. Si idi ve insanlar şehir dışından masraf yaparak geliyorlardı. 
Ben de o memleketle olan gönül bağım, fiziksel bağım ve yüzme aşkımla yarışa katıldım.
Güzel de yüzdüm. Neticede yurtiçi ve yurtdışı bir çok yarışa katılan ve rakiplerini tanıyan biri olarak ilk açıklanan listede adımın olmaması ve bir çok karışıklığın olmasını arkadaşlarımdan duymam sebebiyle ben de kendi yaş grubumla ilgli yarış komitesiyle telefonda görüştüm.
O süreç içerisinde bana değerlendirip döneceklerini söylediler. Ve nitekim o karışıklık ve kaos içinde komite bana telefonla dönerek önce 3., sonra 1. olduğumu söylediler. 

Ödül töreni yapılırken de aynı kaotik durumun yönetilememesi sebebiyle, 1. Olarak önce kürsüye davet edildim. Sonra kürsüden indirildim. 
Buraya kadar olan karışıklığı ve tamamen organizasyonun eksikliğinin sebep olduğu bu durumu bi kenara bırakıyorum; 
Bir sporcunun önce kürsüye davet edilip, sonra yok sen diilsin deyip indirilmesinin daha gurur kırıcı olduğunu düşünüyorum. 
Nitekim o gün diğer sporcuların da itirazları olduğu için 40-44 yaş grubu ödül töreni yapılmadı ve daha sonra sonuçların açıklanacağı söylenip, madalyaların ulaştırılacağı ifade edildi. 
İşte o malum yarış komitesi daha sonra açıkladığı yarışta 3. Olarak beni tescil etti. Ama ne arayan ne soran ne de gelen ve hak ettiğim madalya oldu. 
Elbet o gün kızdım, kırıldım. Tanıyanlar bilir; Çünkü yarış ve kürsü hırsım olmadı hiç. Keyif almak için yüzüyorum. Ama kürsüye çıkacak derece yaptıysam da kürsüye çıkmak tabi ki de insanı mutlu ediyor, gururlandırıyor. Burdaki tüm meselem ve mücadelem “HAK YEMEMEK HAKKIMI DA YEDİRMEMEK.”
Bu sene 18. si yapılacak olan yarışın başvurusu açıldığında; yüzme camiasındaki arkadaşlarımla tekrar maviliklerde buluşmak, onlarla kulaçlamak adına tüm kırgınlıklarıma rağmen, her zaman önüne bakan biri olarak, yarışı, yüzmeyi, kişilerden kurumlardan bağımsız tutarak başvurumu yaptım. 
Buraya kadar her şey yolunda. 
Hatta açıklanan başvuru listesinde adımı yayınladılar. 
6 Ocak’ta yapılacak yarışa bugün yarışın yapılan belediyeden gelen mail le hem kızdım hem öfkelendim. 
Yine mesele yarış diil, yine hak gaspıydı. 
Yarışın yapıldığı belediyenin halkla ilişkilerinden gelen mailde şöyle diyordu; 

 Komite toplanmış; karar vermiş, beni yarışa almıyorlarmış. Aslında tavşan dağa küsmüş de, dağın haberi yokmuş, bugün olmuş hikayesi bizimki. 

Yarışınız sizin olsun da, ben zaten yüzmeye sevdalı
bir insan olarak yüzmeye devam ediyorum, edicem ve sizin yarışma yaptığınız şehirle ilgili yüzme projeleri yapmaya üretmeye de devam etçem de, 
Bir dünya İnsanı olarak şu soruların cevabını arıyorum açıkçası; 

Ama kafamda sorular işte; 
velev ki “ben çok kötüyüm, çok terbiyesizim, çok lanetim, sporcu ahlakına yakışmayan davranışlarım oldu, gerçekten çok haklısınız davanızda” diyelim. 

1- bir insan hakkı olan “SAVUNMA HAKKI” mı gaspetme cüretini kimden nerden alıyorsunuz?

2- savunma almadan böyle bir kararı kimle nasıl alıyorsunuz? Hangi madde, hangi kural, hangi tutanak ve hangi tarih, hangi karar sayısıyla böyle bir karara kim nasıl imza atıyor? 

3- buraya kadar bunca usulsüzlük, haksızlık, tamam hiç bir şey durduramadı sizi yolunuzdan, bari bi mail atıp tebligat işini yapmak için niye benim yarışa başvurumu yapmamı bekleyip bir mağduriyet daha niye yaratıyorsunuz? 

Evet daha çok şey yazarım, söylerim. 
Aslında yazmayacaktım bunu, ama yazmasam da kendimle çelişecektim. 
Çünkü HAK HUKUK ADALET diye nara atan bi partinin yönettiği belediyede, 
Bu söylemleri meydanlarda bağıra çağıra söyleyen komite üyelerinin hakkımı gasp etmesine sessiz kalmak kendime en büyük saygısızlığım olacaktı..
Onun için bunu paylaşma ihtiyacı duydum. 

Bu da benim tarzım. 
Bunu bugün paylaşıyorum ve bugün de bırakıyorum.
Soran olursa; 
Sevmeye, gülmeye, umut etmeye ve hayallerine yüzmeye devam ediyor dersiniz

Böyle uzun bir metinle değerli vaktinizi aldım, idare edin 

Sevgi ve saygılarımla 
Gülen YILDIRIM