![]() |
Tweet |
Datça Havadis: Röportaj (Esmeri Alev Ekebaş) Fotoğraflar: (Ali Rıza Erdoğan)
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk öldüğünde 10 Kasım da tüm Türk halkı gözyaşı döktü. Atatürk gibi bir büyük önder, bir dahi bir daha gelmez. Bize bıraktıklarına ve devrimlerine sıkı sıkı sarılıp, sahip çıkmalıyız.
‘Köy Enstitüleri Kanunu’nun 1. Maddesi; "Buralarda öğretmen, eğitimci ve köye yarayan meslek erbabı yetiştirilir."
‘Köy Enstitüleri'nin amacı; Büyük Önder Atatürk'ün yukarıda işaret ettiğimiz hedefleri doğrultusunda, köylüleri sağlık, ekonomi, tarım, kooperatifçilik ve hayvan bakımı alanlarında çağa yaraşır biçimde eğitmek ve ekonomik yönden güçlendirilecek konularla bilgi ve becerilerini geliştirmektir.’
Datça' da yaşayan Arifiye Köy Enstitüsü mezunu, Sağlık Memuru 1923 doğumlu Muhsin Civelek ile röportaj yaptık. Muhsin Civelek Bey’in site komşusu olarak fotoğraflarını çekip röportajımıza katkıda bulunan Ali Rıza Erdoğan'a teşekkür ederim.
Kurtuluş Savaşı bittikten sonra Atatürk devrimlerinin ışığını köylere yayacak insanlara, öğretmenlere ihtiyaç vardı. “Bunu ancak eğitimle hallederiz.” düşüncesi hakimdi. Atatürk, 10 Kasım 1938’de ölünce, İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildi. Celal Bayar, Başbakan oldu. Celal Bayar, Başbakan olunca, mesleği öğretmen olan Hasan Ali Yücel’i Milli Eğitim Bakanı yaptı. Hasan Ali Yücel, kendini ulusuna adamış bir eğitimciydi ve Köy Enstitüleri’ni kurmayı kararlaştırdı. Bunun için İsmail Hakkı Tonguç ‘u İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne getirdi. Hasan Ali Yücel, ülkeyi 21 bölgeye ayırdı. Her bölge 3-4 ili kapsıyordu. Şehirden uzak ulaşım nedeniyle tren istasyonlarına yakın yerler seçildi ve bu projenin uygulanması için İsmail H. Tonguç görevlendirdi. İsmail. H. Tonguç, iyi bir eğitimciydi. Alman, İsveç Eğitim Bilimcilerinin yoksul çocukların topluma kazandırılması, okutulması konularındaki kitaplarının Türkçe’ye çevrilmesini sağladı. Bu konuları araştırmak için yurt gezisine çıktı. Düzenlediği raporu, Hasan Ali Yücel’e sundu. Hasan Ali Yücel, hazırladığı kanun taslağını T.B.M.M.’ye sundu. Kanun taslağı, birçok tartışmadan sonra 17 Nisan 1940 tarihinde, 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu olarak T.B.M.M.’de kabul edildi. İzmit-Arifiye, Ankara-Hasanoğlan, Konya-İvriz, Aydın-Ortaklar, İzmir-Kızılçullu, Eskişehir-Çifteler, Edirne-Kepirtepe, Balıkesir-Savaştepe, Antalya-Aksu, Kastamonu-Gölköy, Trabzon-Beşiktüzü, Isparta-Gönen, Kayseri-Pazarören, Samsun-Ladik, Malatya-Akçadağ, Sivas-Yıldızeli, Diyarbakır-Dicle, Adana-Düziçi, Kars-Cilavuz, Van-Erciş, Erzincan-Pulur’da okullar açıldı. Çok zor şartlar ve zamanlardı. 2. Dünya Savaşı’nın olduğu şartlarda Köy Enstitüleri, öğretmen ve öğrencilerinin çalışmalarıyla kurulmuştur. Köy Enstitüleri'nin kuruluş aşaması ve bu çalışmalara katkıda bulunanları, Datça'da yaşayan, Arifiye Köy Enstitüsü mezunu Sağlık Memuru Muhsin Civelek anlattı.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Muhsin Bey, kendinizden bahseder misiniz? O yıllarda köyünüzün sosyal-ekonomik yapısından, geçim kaynaklarından, okur yazarlık durumundan ana hatlarıyla bahseder misiniz?
Muhsin CİVELEK: Nüfus kaydında; Düzce ilçesinin Ada köyünde, 1 Haziran 1927 tarihinde doğmuş diye yazılıdır. Ama asıl doğum tarihim 1923 yılıdır. Bünyem çok zayıf ve çelimsiz olduğundan, memur olan dedem doğum tarihimi 1927 olarak yazdırmış. Babam dedeme; "Neden küçük yazdırdın?" diye kızmış. Dedem de; "Askere çelimsiz gitmesin." diye cevap vermiş.
Köyün geçim kaynakları; tütün, buğday ve az miktarda fındıktı. Köylü, çiftçilikle uğraşıyordu. Az miktarda okuryazarlık vardı. Babam Hüseyin Civelek, okumaya çok meraklıydı. Eski ve yeni yazı yazardı. Köyün, mektup, dilekçe gibi yazılarını yazardı. Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşırdı. İki kız, bir erkek kardeşim vardı. Ailemden hayatta bir tek ben kaldım. Arifiye Köy Enstitüsü’nde okudum. Yurdun çeşitli yerlerinde görev yaptım. Datça’da yaşıyorum. İki kızım var, onlarda Datça’da yaşıyor.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Adaköy’de ilkokul çağlarınızda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü görmüşsünüz. Anlatır mısınız?
Muhsin CİVELEK: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü görüşüm şöyle oldu. Köyümüz Adaköy, İstanbul- Ankara karayolu üzerinde, Düzce’ye bağlı bir köydü. Büyük Önder Atatürk’ün, karayolu ile Ankara’dan İstanbul’a giderken Düzce’de mola verdikten sonra köyümüzden geçeceği haberini aldık. Köyde. ‘Atatürk geliyor’ dediler. Köyün ortasından Ankara İstanbul otoyolu geçiyor. Tüm köylü, kadınlarımız, erkeklerimiz, çocuklar büyük bir coşku ve sevinç içinde yola döküldük, koşarak şose yol kenarına dizildik. Atatürk’ün geldiğini gören halk büyük bir heyecanla ‘Yaşa Varol!!’ diyerek, coşkuyla tezahürat yaptılar. Alkışlarla karşılanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk çok keskin gözleri ile bizleri selamladı, çok duygulandı: ‘İyi gidiyorsunuz. Siz artık bu işleri öğrendiniz, devam edin.’ diye konuştu, bize övgü dolu sözler söyledi.
Tüm Türk halı Atatürk’e hayrandı. Atatürk bize insan olduğumuzu anımsattı ve köylüye toprak dağıttı. Çarıktan ayakkabıya geçtik. Atatürk köylümüzü aydınlatmak için çok uğraştı: ‘Köylü, milletin efendisidir.’ dedi. Atatürk avuç içini göstererek: ‘Bu avuç içi kadar toprağı bile kimseye vermem.’ demiştir. Bugün, bu topraklar üzerinde yaşıyorsak Atatürk sayesindedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk öldüğünde, 10 Kasım’da, tüm Türk halkı gözyaşı döktü. Atatürk gibi bir büyük önder, bir dahi bir daha gelmez. Bize bıraktıklarına ve devrimlerine sıkı sıkı sarılıp, sahip çıkmalıyız.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Köy Enstitüleri'nde okumanın iki şartı vardı: Köy İlkokulu’nu bitirmiş olmak ve köy nüfusuna kayıtlı olmak. Siz hangi köy ilkokulunu bitirdiniz? Köyünüzde ve ailenizde kimler Köy Enstitüleri'nde okumaya gitti ve bu karar nasıl alındı? Köyünüzden İzmit Arifiye Köy Enstitüsü'ne giden yolu ve okula ulaştığınızda ilk kez Eğitim Başı ile karşılaştığınız an’ı anlatır mısınız?
Muhsin CİVELEK: Köy Enstitüleri'nde okumaya birkaç kişinin gittiğini hatırlıyorum benden önce ve sonra. Ama kim olduklarını hatırlamıyorum. Öğretmenimiz Celal Dikmen heykeli dikilecek adamdı. Cumhuriyetin ilk yıllarında birkaç yerde köylerde ilk defa 3 sınıftaki yerler açılmıştı. Ondan sonra 5 sınıfa çıkarmışlardı. Bizim köyde okul yoktu. Bize 5 kilometre uzakta Karaköy diye bir yerde yatılı bir okul yapılmış. Celal Dikmen; Silivri, Cumali, Kışla köylerinde okul yapmış. Her okulu bitirdiğinde, okul yapsın diye başka yere tayin etmişler. Karaköy'de 118 yatılı öğrenci vardı. Anası babası olmayan fakir çocuklar alınıp yatılı okula verilirdi. Ben ilkokula geç gittim. Yıl 1935. Beni ilkokula kaydeden de ilkokulu bitirdikten sonra beni Köy Enstitüsü'ne aldıran da odur. Celal Dikmen de benim hayatımı kurtaran insanlardan biri. Köy Enstitüsü'ne girmek için Düzce'de imtihan olman lazım dediler. Düzce, 15 kilometre uzakta. Sabahleyin, güneş doğmadan, yürüyerek gittim. Benim gibi 56 çocuk daha gelmişti. Ben köy Enstitüleri ismini ilk defa bu arada duydum. “Arifiye Köy Enstitüsü’ne girmek istiyorum. Kabulünü rica ederim.” diye bir dilekçe yazdırdılar herkese. İlk defa Arifiye Köy Enstitüsü ismini orada duydum. Yıl 1941. Sınav, herhalde mecburiyeti olan bir şey değildi. 1942 Ocak ayında; “Kazandınız. Gelin.” dediler. Dayım, Düzce'de esnaftı. Beni notere götürdü, kefillik yaptı. Okula kayıt olurken, yanımda bir çocuk daha vardı. “Ben de gitsem, alırlar mı acaba?” diye sordu. Dayım; “Ben onun için rica ederim.” dedi. Beni aldılar, yanındaki çocuk için de dayım, çok çalışkan diye anlattı. O dönem zaten öğrenci arıyorlar. Adı, Hidayet Cesur’du. Köy Enstitülü öğretmenler köyleri dolaşırdı. Köy çocuklarına ne yapacaklarını öğretirler di. Bakanlıkta kimin sağlıkçı kimin öğretmen olmak istediğine dair soru sordular. O dönemde köyler hastalıklarla boğuştuğu için ben sağlık bölümünü seçtim.
Esmeri Alev EKEBAŞ: 1937 Yılında Köy Eğitmenleri kursu ile ilk kuruluş aşaması başlayan, 1940 yılında Arifiye Köy Enstitüsü olarak bilim, sanat, uygulamalı dersleri ile üretim merkezi olarak ülkemize kazandırılan okulunuz için bize ayrıntılı bilgi verir misiniz?
Muhsin CİVELEK: Arifiye Köy Enstitüsü’nde okurken, hastalıkların tipleri ve neler yapmamız gerektiğini öğrettiler. Sağlıkla ilgili kitaplar verdiler temizlik ile ilgili bilgiler öğretildi. Bize öğretilen bu bilgileri ve ne yapılması gerektiğini köylülere anlatırdık. Pislik ve hastalık yaygındı. Köyün kadınlarına ve erkeklerine neler yapmaları gerektiğini öğretirdik. Askerliğimi Yedek Subay olarak yaptım. Bir Albay bize; “Bravo! Salgınları durdurdunuz.” diye övgüler yağdırdı. Köylüler, anlatılanlara çok ilgi duyuyorlardı. Hangi hastalığa karşı hangi ilacı almaları gerektiğine dair inceden inceye sorular sorarlardı.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Köy Enstitüsü'nde, uygulamalı olarak hangi dersleri aldınız? Arkadaşlarınızla köylerinize öğretmen veya sağlıkçı olarak döndüğünüzde bu eğitimin toplumun aydınlatılmasına geri dönüşümü nasıl gerçekleşti? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve devrimlerinin aydınlanmasını topluma nasıl aktardınız?
Muhsin CİVELEK: Her yerde bir alev yükselmiş, kuruluş aşamasında köylüler bile büyük bir arzu ve istekle açılışlarını beklemişti. Sağlık konusunda çok ilkel uygulamalar vardı. Aileler çocuklarını okula göndermiyorlardı. Köy Enstitüleri açıldığında, herkes çocuklarını okula göndermek istedi. Köylüler tarım uygulamalarını daha bilinçli olarak yapmaya başladılar. Büyük eğitimci devin şu sözleri bu enstitülerin ideallerine ve planlarına ne kadar da uyumaktadır; "Yurtta yalnız kurtarıcı ve lider yetiştirmek yeterli değildir. Yurttaşlar, yurdun politik, ekonomik ve kültürel gelişimine katılacak bir eğitim görmelidir." Cumhuriyet politikalarını aynı heyecanla yürütecek, siyasi sorumlu olarak doğru bir seçimle Milli Eğitim Bakanlığı'na, 1938 yılında Hasan Ali Yücel getirilmiştir. Doğu kültürü ile yetişmiş, fakat batı kültüründe çok iyi büyük bir eğitimci, kültür devrimcisi olan Hasan Ali Yücel ile görevin uygulayıcısı Asya Kıtası'nın en büyük eğitimcisi kabul edilen İsmail Hakkı Tonguç, bu büyük kültür ve eğitim devrimini üstlenmişlerdir. Onlar; Eğitmen Kursları, Köy Enstitüleri, Halk Evleri ve Halk Odaları ile dünya klasiklerini tercüme edecek bir tercüme bürosu kurmak suretiyle, Türk toplumunun kültürünü zenginleştirecek yönde, büyük katkılarda bulunmuşlardır.17 Nisan 1940 günü Köy Enstitüleri Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiştir. Bu kanun gereği, ikinci Dünya Savaşı'nın doğurduğu zor koşullara karşın okuyan öğrencilerin emeği ile 1947 yılına kadar 21 Köy Enstitüsü ve bir de Hasanoğlan'da Yüksek Köy Enstitüsü kurulmuştur.
Köy Enstitüleri'nin amacı büyük Önder Atatürk'ün yukarıda işaret ettiğimiz hedefleri doğrultusunda köylüleri sağlık ekonomi tarım kooperatifçilik ve hayvan bakımı alanlarında çağa yaraşır biçimde eğitmek ve ekonomik yönden güçlendirilecek konularla bilgi ve becerilerini geliştirmektir. Bu branşlar içinde personel yetiştirmek le de yükümlüdürler. Atamızın sözü şudur; "Köylümüzün gönenç içinde, mutlu ve sağlıklı olarak yaşaması için uygar insanlık düzeyine çıkarma amaçlarına uygun, köyü kalkındırma ve köylüyü bu suretle canlandırma ülküsü hayat bulacaktır.”
Esmeri Alev EKEBAŞ: Köy Enstitüleri'nde Öğretmen ve Sağlıkçı olarak mezun veren sınıflar ayrı mıydı?
Muhsin CİVELEK: Ayrı ayrı sınıflarda eğitim gördük. Fen ve sağlık öğrencilerinin sınıfları ayrı ayrıydı.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Okulunuzda kız ve erkek öğrenciler hangi dersleri alıyordu? Uygulamalı dersleri ve hafta sonu çalışmalarınız nasıl oluyordu?
Muhsin CİVELEK: Kız ve erkek öğrenciler aynı dersleri alıyordu. Beraber oturup beraber eğitim alıyorduk. Birbirimize derslerimizi anlatarak tartışmalar yapıyorduk mütalaalar da bulunuyorduk. Kızlar erkekler birlikte Zeybek oynardık. Bu zorunluluk değildi herkes zevk alırdı bu tip etkinliklerden. 5 gün kültür derslerine ayrılır. 15 gün iş, 15 gün ders. Yaz da dahil. Bizde tatil yoktu. Bir ay izin vardı. Sağlık kolunda, genel derslerin yanında gördüğümüz mesleki yeni dersler şunlardı: Anatomi, Fizyoloji, Patoloji, Mikrobiyoloji, Epidemiyoloji, İç Hastalıkları, Küçük Cerrahi, Çocuk Hastalıkları ve Bakımı, Hijyen, Köy Sanitasyonu. Derslerden bir anı; Enstitümüzde, insan vücuduna ait plastik modeller vardı. Anatomi dersinde kemikleri gösteren bir erkek ve bir kadın plastik model
üzerinde ders yapıyorken, ilk defa bir kadın vücudunu çıplak olarak görüyorduk. Başladık gülmeye. Dr. Orhan Bey, bize dönüp; "İki gün gülün ama sonra gülenlerin anatomiden alacağı not sıfırdır." deyince, kendimize geldik.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Yılda 25 kitap okuma zorunluluğu size ne kazandırdı?
Muhsin CİVELEK: Kitap okuma alışkanlığı kazandırdı. Her Köy Enstitüsü’nde olduğu gibi Arifiye Köy Enstitüsü kitaplığı da oldukça zengindi. Kitaplar öğrencilerin algılarını zenginleştiriyordu. Kitap okumayı bir alışkanlık haline getirmemize öğretmenlerimiz çok önem verirdi. Kütüphanelerde her ülkenin kültürü ile ilgili bir kitap bulabilirdiniz. Bir gün kütüphanedeki nöbetçi arkadaşımıza Romanya üzerine bir kitap olup olmadığını sorduğumda, bana, "Asılmışlar Ormanı” isimli bir kitabı hiç düşünmeden çıkarıp vermişti. Öğrencilerde ilk kitap sevgisi, Cervantes'in Don Kişot isimli eseri ile başlardı. Ardından öykülere geçilirdi. Öncelikle Yunan klasikleri okunurdu. Sınıfları ilerledikçe, konular ve ilgi alanlarımız değişiyordu. Cronin'in Şahika isimli kitabı sıklıkla okunurdu. Sınıflar ilerledikçe, kitaplar da doğal olarak değişiyordu. Bunlar arasında; Eflatun'un Devleti, J.J. Rousseau'nun İtiraflar’ı, Amerikan İngiliz, Fransız, Rus, Alman klasikleri, ilginç bilimsel araştırma kitapları, örneğin Polonyalı Papaz Kopernik'in güneş sistemi, uzay hakkındaki buluşlarına ait olayları anlatan kitaplar vardı.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Mezun olduktan sonra nerelerde görev yaptınız?
Muhsin CİVELEK: Mezun olduktan sonra ilk görev yerim doğum yeri alan Düzce ve civarları idi. Daha sonra Türkiye'nin birçok bölgesinde görev yaptım. Güneydoğu'da şu anda hatırlamadığım bir bölgede görev yaparken çok ilginç anılarım oldu. Köyleri rahatça da ulaşabilmemiz için enstitü tarafından bir binek atı verildi. Anadolu'nun her yerleşim yerinde adeta olağan görülen tifo çiçek, tifüs, kızamık, cüzzam, trahom hastalıkları yüzünden köylerde çocukların ve büyüklerin ölümleri adeta Kader sayılmaya başlamıştı. 1947 yılında Yığılca beldesine atandım. Bölgeye atanmam dan itibaren, 2 yıl içinde tren git tedavi yönetmeliğine göre bu insanların tedavileri sağlandı. Askerlik görevinden sonra 1956 yılında Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesine atandım. 1958 yılında Sarıyer ilçesinde gezici sağlık memuru olarak görevlendirildim.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memurunun Anıları kitabınızı ne zaman yayınlattınız? Kitabınızda sizi en çok etkileyen anınızı aktarabilir misiniz?
Muhsin CİVELEK: “Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memuru’nun Anıları” kitabım yayınlandı. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Yayınları/ Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memuru’nun Anıları Muhsin Civelek/ Yayına Hazırlayanlar: Şefika Görgülü Kamçez ve Karabey Aydoğan. Röportajımızda kitabımdan alıntı yapabilirsiniz.
İlginç bir anımı anlatayım; Sanırım 1965-1967 yıllarıydı. Okulumu çocuklarla birlikte ziyaret etmek istedim. Müdür bana dedi ki; "Hocam, nerede öğretmenlik yaptınız?". Dedim ki; "Ben öğretmen değilim, sağlık memuruyum". "Siz yanlış geldiniz, burası Öğretmen Okulu" dedi. Ben de; "Değil, Köy Enstitüsü. Orada öğretmen okulu yazmıyor, Köy Enstitüsü yazıyor." dedim. "Enstitü ne demek, biliyor musunuz?" dedi. "Peki, size bir şey soracağım. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde sadece mühendis mi yetişiyor?" dedim. "Orada mühendis de müzisyen de yetişiyor. Orada köye Öğretmen Okulu dese, tamam haklısın, zaten kuruluş felsefesi de budur. Köy Enstitüleri Kanunu’nun 1. Maddesi; "Buralarda öğretmen, eğitimci ve köye yarayan meslek erbabı yetiştirilir." der. Burada; Köy Doktoru, Ziraatçı, Kooperatifçi yetişecek. Hatta sınıfta kalanları bile marangoz yapıyorlardı. Bazılarına, İnşaat Ustası diye belge verdiler.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Sizi yaşamınız boyunca en çok kimler etkiledi? Birebir görüştüğünüz aydınlanma devrimlerine katkıda bulunan isimler, o kişilerle anekdotlar hatıralarınızda var mı?
Muhsin CİVELEK: Beni en çok etkileyen İlkokulda Celal Dikmen öğretmenimdi. Benim Köy Enstitüsüne gitmeme yardımcı olmuştu. Bir gün önüne çıkarak-"Öğretmenim okumak istiyorum ama ailemizin olanakları kısıtlı olduğu için gidemiyorum. Bana yardım edebilir misiniz diye ricada bulundum. Celal Bey biraz düşündükten sonra; "Ben sana haber gönderirim, sen merak etme.” diyerek, bana güven, umut ve bir ışık verdi. İki ay bekledikten sonra sevindirici haber geldi. Düzce İlköğretim Memurluğu’na gidip başvurmam gerektiğini bildirdiler.
Diğer hatırladığım anılarımdan bir ikisini anlatayım;
Aşık Veysel'den bir anı; "1942 yılında bir gün, yemekhane nöbetçisiyim. Yemek yenildikten sonra nöbetçi öğrenciler, bulaşık tabaklarını, çatalları ve kaşıkları masalardan toplarlardı. Masalar silinir, süpürülür, paspas yapılır, ortalık temizlenirdi. Aşık Veysel Şatıroğlu, yanında yardımcısı Küçük Veysel ile gelirdi. Onların yemeklerini verirdik. Aşık Veysel; "Muhsin Bey oğlum, sıladan bir name geldi. Şunu bir okuyabilir misin? Dinleyelim.” dedi. "Okurum öğretmenim." dedim. Gelen mektubu ağır ağır okudum. Dudakları mutlulukla büküldü. Sanki gözümün içine bakar gibi, yüzünü bana çevirdi; "Muhsin Bey oğlum, hazır buraya oturmuşken bu namenin bir aynını yazıverir misin?” "Seve seve öğretmenim." dedim. İstediği nameyi yazdım. Hoşuna gitti. Bundan sonra birkaç defa daha mektup yazdık birlikte. Ruhu şad olsun."
Yatakhane ve lojmanlara gereksinim çok olduğundan, inşaata öncelik veriliyordu. 1943 yılı Eylül sonu olması gerek, İsmet İnönü, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’la beraber yolu üstünde bulunan enstitümüze uğradı. Bizler, konuklarımızdan habersiz, inşaat epey ilerlemiş, yatakhane duvarı örmeye çalışıyorduk.
Cumhurbaşkanımız; "Ne yapıyorsunuz?"
Öğrenci: "Cumhurbaşkanım, binanın duvarları bitti, çatısını kapatmak için çatı makası yapıyoruz."
Cumhurbaşkanımız; "Bunu neye göre yapıyorsun?"
Öğrenci; "Mimarın yaptığı plana göre yapıyorum.”
Cumhurbaşkanımız; "Bu eğitim ne işe yarıyor?"
Öğrenci; “Bölgenin iklim koşullarına göre kar, yağmur, rüzgâr, çatıya binen yüke göre hesap edilmiş. Planı görmek ister misiniz?”
Bu arada Hasan Ali Yücel, benim ne yaptığımı sordu, anlattım.
“Bu yaptığın duvarın neresi?”
Ben de; “Şu çıkıntı, pencere ile kapının arası. Ördüğüm kısım ise pencere kenarı.”
Hasan Ali Yücel; "Bu boşluğu sen mi bırakıyorsun?"
“Hiç olur mu? Plan burada.”
Duvara dayalı plana açtım, ara mesafenin santimi bu duvar kalınlığı yerden yüksekliği tabandan tavana kadar derken, rahmetli bakanımız gruba doğru yürümeye başladı. İsmet İnönü'nün yanına gider gitmez mutlu bir yüz ifadesi ile; “Paşam, bunlar plan okumasını da öğrenmişler.” dedi. Sevgi yüklü bu söz üzerine rahmetli İnönü, aynı mutluluk ifadesi ile başını sallayarak Bakan’ı onayladı. Doğal olarak aynı mutluluğu paylaşan İsmail Hakkı Tonguç da gurur duydu. Bu gezinin enerjisine, mutlaka bir enerji kattığına hep inanmışımdır.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Öğretmenleriniz ve birlikte mezun olduğunuz arkadaşlarınızdan ad soyad olarak hatırladıklarınız var mı? Şu an görüştükleriniz var mı? Köy Enstitüleri kapatılınca neler hissettiniz? Kapatılmasaydı, aydınlanma devrimleri devam eder miydi?
Muhsin CİVELEK: Öğretmenlerimden, Okul Müdürümüz Süleyman Edip Balkır, bize okuma alışkanlığını aşılamıştı. Aşık Veysel de gelirdi bir ara. Hatta bir ara bana bir mektubunu okutup yazdırmıştı. Biyoloji dersimize Cahide Ürkmez Hanım girerdi. İlkokuldaki öğretmenimiz Celal Dikmen, heykeli dikilecek adamdı. Celal Dikmen; Silivri, Cumali, Kışla köylerinde okul yapmış. Her okulu bitirdiğinde okul yapsın diye başka yere tayin etmişler. 1950 de iktidara gelen Demokrat Parti'nin icraatlarından biri de; halkın kültür düzeyini yücelten, Aşık Veysel gibi, onlarca ozan, tiyatrocu, ressam, müzisyen ve diğer sanat elemanlarını yetiştiren, halk kültürünü ayakta tutan, güzelim Halk Evleri’ni Halk Odaları’nı kapatması olmuştur. Bu kuruluşlardaki kütüphaneler boşaltılmış, yüz binlerce kitap kamyonlara yüklenerek, kâğıt yapılmak üzere İzmit Kâğıt Fabrikası’na taşınmıştır. Müzik aletleri, tiyatro çalışmaları için gerekli yiyecek ve aksesuarlar da isteyene dağıtılmıştır. Oysa köyü, kültür, sağlık, tarım ve ekonomik yönden kalkındıracak olan Köy Enstitüleri, dünyadaki belli başlı eğitimcilerin öyküsüyle birçok ülkeye de önerilmişti. Köy Enstitüleri, 1923 yılı ile 1950 yılları arasındaki uygarlık ve kalkınma kazanımları ile birlikte önce tufanın, sonra da arkadan gelen kasırganın etkisine uğrayarak yeni iktidar tarafından 1954 yılında temelli kapatıldı. Devrimle elde edilen eserlere baltalar bir bir inmeye başlamıştı. Işık saçan o güzelim Halk Evleri, Halk Odaları ve 1954 yılında da Köy Enstitüleri, bir daha açılmamak üzere kapatılmışlardır. Peki, sonra ne mi oldu? Genç Cumhuriyet kendi ulusuna karşı sevgi empati duymayan bağnazlıklarla cahillikleri işleyen din tüccarları ve halk dalkavukların elinde kalınca ne yazık ki 1920'li yıllara geri dönüldü. Bu düşüncenin Türkiye'de neden olduğu sosyal, kültürel ve ekonomik yıkım, günlük basından da izlenebiliyor. Sonuç olarak, istenilen ve beklenilen köyleri canlandırma hizmetleri, karşı devrimcilerin insafına bırakıldı. Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi, bağımsızlık, aydınlanma ve laikliktir. Köy Enstitüleri'nin kuruluş felsefesi, aydınlanma yönündedir. Halkı bilinçlendirmektir. Halkı bilinçlendireceksin ki toplum uygar olabilsin. Platon'a göre demokrasi için esas ilke, halkın egemenliğidir. Ama bu halkın, iyi eğitimli olması gerekir. Aksi takdirde demagoglar yetişir. Otokrasi ve oligarşi gerçekleşir.
KAYNAK 1: Köy Enstitüsü mezunu Sait Karaman Röportajım
Kaynak 2: Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği Yayınları, Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memurunun Anıları-Muhsin Civelek. Yayına Hazırlayanlar: Şefika Görgülü Kamçez Ve Karabey Aydoğan
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Galatasaray | 25 | 19 | 3 | 3 | 52 | 19 | 60 | +33 |
2 | Fenerbahçe | 24 | 17 | 4 | 3 | 61 | 26 | 54 | +35 |
3 | Beşiktaş | 25 | 14 | 4 | 7 | 45 | 25 | 49 | +20 |
4 | Adana Demirspor | 25 | 12 | 4 | 9 | 47 | 27 | 45 | +20 |
5 | Trabzonspor | 25 | 13 | 7 | 5 | 42 | 32 | 44 | +10 |
6 | Başakşehir FK | 24 | 12 | 7 | 5 | 34 | 26 | 41 | +8 |
7 | Kayserispor | 25 | 12 | 11 | 2 | 39 | 36 | 38 | +3 |
8 | Konyaspor | 25 | 8 | 7 | 10 | 29 | 27 | 34 | +2 |
9 | Fatih Karagümrük | 24 | 7 | 7 | 10 | 51 | 47 | 31 | +4 |
10 | Antalyaspor | 25 | 8 | 13 | 4 | 32 | 40 | 28 | -8 |
11 | Alanyaspor | 25 | 7 | 11 | 7 | 35 | 46 | 28 | -11 |
12 | Sivasspor | 25 | 7 | 12 | 6 | 31 | 38 | 27 | -7 |
13 | Kasımpaşa | 25 | 7 | 13 | 5 | 31 | 44 | 26 | -13 |
14 | Gaziantep FK | 25 | 6 | 12 | 7 | 31 | 39 | 25 | -8 |
15 | MKE Ankaragücü | 24 | 7 | 13 | 4 | 27 | 37 | 25 | -10 |
16 | İstanbulspor | 24 | 7 | 14 | 3 | 27 | 48 | 24 | -21 |
17 | Giresunspor | 24 | 5 | 11 | 8 | 23 | 42 | 23 | -19 |
18 | Hatayspor | 24 | 6 | 13 | 5 | 19 | 47 | 23 | -28 |
19 | Ümraniyespor | 25 | 5 | 13 | 7 | 33 | 43 | 22 | -10 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Samsunspor | 26 | 15 | 2 | 9 | 46 | 19 | 54 | +27 |
2 | Eyüpspor | 26 | 16 | 5 | 5 | 34 | 18 | 53 | +16 |
3 | Pendikspor | 26 | 13 | 5 | 8 | 40 | 21 | 47 | +19 |
4 | Çaykur Rizespor | 25 | 12 | 3 | 10 | 40 | 20 | 46 | +20 |
5 | Keçiörengücü | 26 | 13 | 6 | 7 | 42 | 30 | 46 | +12 |
6 | Sakaryaspor | 26 | 15 | 10 | 1 | 42 | 34 | 46 | +8 |
7 | Bodrumspor | 26 | 12 | 9 | 5 | 39 | 28 | 41 | +11 |
8 | Manisa FK | 25 | 10 | 6 | 9 | 34 | 28 | 39 | +6 |
9 | Boluspor | 25 | 10 | 7 | 8 | 30 | 29 | 38 | +1 |
10 | Bandırmaspor | 25 | 10 | 8 | 7 | 37 | 40 | 37 | -3 |
11 | Göztepe | 25 | 10 | 9 | 5 | 24 | 20 | 35 | +4 |
12 | Tuzlaspor | 26 | 8 | 14 | 4 | 31 | 39 | 28 | -8 |
13 | Altay | 26 | 7 | 11 | 8 | 28 | 33 | 25 | -5 |
14 | Adanaspor | 26 | 6 | 13 | 7 | 32 | 46 | 25 | -14 |
15 | Erzurumspor FK | 25 | 7 | 12 | 6 | 28 | 35 | 24 | -7 |
16 | Altınordu | 25 | 5 | 15 | 5 | 22 | 43 | 20 | -21 |
17 | Gençlerbirliği | 25 | 4 | 16 | 5 | 26 | 43 | 17 | -17 |
18 | Denizlispor | 26 | 5 | 16 | 5 | 25 | 45 | 17 | -20 |
19 | Yeni Malatyaspor | 26 | 4 | 15 | 7 | 22 | 51 | 16 | -29 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Kocaelispor | 27 | 17 | 3 | 7 | 55 | 25 | 58 | +30 |
2 | Van Spor FK | 27 | 16 | 4 | 7 | 38 | 18 | 55 | +20 |
3 | Bucaspor 1928 | 27 | 15 | 4 | 8 | 41 | 17 | 53 | +24 |
4 | Ankara Demirspor | 27 | 15 | 5 | 7 | 46 | 20 | 52 | +26 |
5 | 1461 Trabzon FK | 27 | 15 | 5 | 7 | 37 | 17 | 52 | +20 |
6 | İskenderunspor A.Ş. | 27 | 15 | 5 | 7 | 38 | 22 | 52 | +16 |
7 | Karacabey Belediye Spor | 27 | 13 | 5 | 9 | 37 | 23 | 48 | +14 |
8 | Zonguldak Kömürspor | 27 | 13 | 10 | 4 | 31 | 29 | 43 | +2 |
9 | Serik Belediyespor | 27 | 10 | 8 | 9 | 36 | 30 | 36 | +6 |
10 | Kırklarelispor | 27 | 8 | 9 | 10 | 24 | 23 | 34 | +1 |
11 | Fethiyespor | 27 | 9 | 12 | 6 | 29 | 37 | 33 | -8 |
12 | Sarıyer | 27 | 7 | 10 | 10 | 29 | 37 | 31 | -8 |
13 | Kırşehir FSK | 27 | 6 | 9 | 12 | 25 | 30 | 30 | -5 |
14 | Etimesgut Belediyespor | 27 | 7 | 11 | 9 | 30 | 38 | 30 | -8 |
15 | Kastamonuspor | 27 | 7 | 14 | 6 | 25 | 36 | 27 | -11 |
16 | Adıyaman FK | 26 | 5 | 13 | 8 | 22 | 37 | 23 | -15 |
17 | Uşak Spor | 27 | 5 | 17 | 5 | 22 | 47 | 20 | -25 |
18 | Balıkesirspor | 27 | 4 | 15 | 8 | 19 | 43 | 17 | -24 |
19 | Diyarbekir Spor | 26 | 2 | 15 | 9 | 18 | 46 | 15 | -28 |
20 | Pazarspor | 27 | 1 | 16 | 10 | 17 | 44 | 13 | -27 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Yeni Mersin İY | 24 | 15 | 3 | 6 | 31 | 13 | 51 | +18 |
2 | Karaköprü Belediyespor | 24 | 13 | 6 | 5 | 34 | 20 | 44 | +14 |
3 | 52 Orduspor FK | 24 | 13 | 6 | 5 | 37 | 24 | 44 | +13 |
4 | Belediye Derincespor | 24 | 12 | 4 | 8 | 33 | 22 | 44 | +11 |
5 | Belediye Kütahyaspor | 24 | 11 | 3 | 10 | 37 | 24 | 43 | +13 |
6 | Karşıyaka | 24 | 11 | 6 | 7 | 31 | 18 | 40 | +13 |
7 | Nevşehir Belediyespor | 24 | 11 | 6 | 7 | 34 | 27 | 40 | +7 |
8 | 1954 Kelkit Bld.Spor | 24 | 7 | 6 | 11 | 21 | 19 | 32 | +2 |
9 | Hacettepe 1945 | 24 | 8 | 10 | 6 | 31 | 32 | 30 | -1 |
10 | Ağrı 1970 Spor | 24 | 7 | 8 | 9 | 19 | 22 | 30 | -3 |
11 | Elazığspor | 24 | 8 | 10 | 6 | 27 | 33 | 30 | -6 |
12 | 1922 Konyaspor | 24 | 8 | 12 | 4 | 25 | 35 | 28 | -10 |
13 | Çatalcaspor | 24 | 7 | 12 | 5 | 27 | 31 | 26 | -4 |
14 | Amasyaspor Futbol Kulübü | 24 | 6 | 11 | 7 | 21 | 31 | 25 | -10 |
15 | Şile Yıldızspor | 24 | 4 | 10 | 10 | 19 | 31 | 22 | -12 |
16 | Edirnespor | 24 | 6 | 16 | 2 | 19 | 36 | 20 | -17 |
17 | Yomraspor | 24 | 4 | 13 | 7 | 18 | 27 | 19 | -9 |
18 | Eskişehirspor | 24 | 4 | 13 | 7 | 27 | 46 | 19 | -19 |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
02/04/2023 | Başakşehir FK | vs | MKE Ankaragücü |
02/04/2023 | Fenerbahçe | vs | Beşiktaş |
02/04/2023 | Galatasaray | vs | Adana Demirspor |
02/04/2023 | Giresunspor | vs | Alanyaspor |
02/04/2023 | İstanbulspor | vs | Fatih Karagümrük |
02/04/2023 | Trabzonspor | vs | Kayserispor |
02/04/2023 | Ümraniyespor | vs | Konyaspor |
09/04/2023 | Beşiktaş | vs | Giresunspor |
09/04/2023 | Fatih Karagümrük | vs | Fenerbahçe |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
24/03/2023 | Denizlispor | vs | Boluspor |
24/03/2023 | Samsunspor | vs | Altınordu |
25/03/2023 | Keçiörengücü | vs | Gençlerbirliği |
25/03/2023 | Tuzlaspor | vs | Göztepe |
25/03/2023 | Altay | vs | Manisa FK |
26/03/2023 | Bodrumspor | vs | Erzurumspor FK |
26/03/2023 | Eyüpspor | vs | Çaykur Rizespor |
28/03/2023 | Boluspor | vs | Samsunspor |
28/03/2023 | Altınordu | vs | Denizlispor |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
25/03/2023 | Balıkesirspor | vs | Serik Belediyespor |
25/03/2023 | Fethiyespor | vs | Kocaelispor |
25/03/2023 | Kırklarelispor | vs | Bucaspor 1928 |
25/03/2023 | Pazarspor | vs | Kırşehir Futbol Spor Kulübü |
25/03/2023 | Uşak Spor | vs | Sarıyer |
25/03/2023 | Van Spor FK | vs | Karacabey Belediye Spor |
25/03/2023 | Zonguldak Kömürspor | vs | Etimesgut Belediyespor |
25/03/2023 | 1461 Trabzon FK | vs | Ankara Demirspor |
29/03/2023 | Bucaspor 1928 | vs | Uşak Spor |
29/03/2023 | Etimesgut Belediyespor | vs | Van Spor FK |
29/03/2023 | Sarıyer - Balıkesirspor | Balıkesirspor ligdeki son 12 maçında hiç kazanamadı | Sarıyer yenilmez |
29/03/2023 | Sarıyer - Adıyaman FK | Adıyaman FK ligde deplasmandaki son 13 maçında hiç kazanamadı | Sarıyer yenilmez |
29/03/2023 | Etimesgut Belediyespor - Van Spor FK | Van Spor FK ligdeki son 14 maçında hiç kaybetmedi | Van Spor FK yenilmez |
29/03/2023 | Ankara Demirspor - Diyarbekir Spor | Diyarbekir Spor ligde deplasmandaki son 14 maçında hiç kazanamadı | Ankara Demirspor yenilmez |
29/03/2023 | Bucaspor 1928 - Uşak Spor | Bucaspor 1928 ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Bucaspor 1928 yenilmez |
29/03/2023 | Kırşehir Futbol Spor Kulübü - Fethiyespor | Kırşehir Futbol Spor Kulübü ligde evindeki son 6 maçında hiç kaybetmedi | Kırşehir Futbol Spor Kulübü yenilmez |
29/03/2023 | Serik Belediyespor - Pazarspor | Pazarspor ligdeki son 16 maçında hiç kazanamadı | Serik Belediyespor yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
25/03/2023 | Belediye Derincespor | vs | 52 Orduspor FK |
26/03/2023 | Edirnespor | vs | Karşıyaka |
26/03/2023 | Elazığspor | vs | Belediye Kütahyaspor |
26/03/2023 | Eskişehirspor | vs | 1954 Kelkit Bld.Spor |
26/03/2023 | Hacettepe 1945 | vs | Amasyaspor Futbol Kulübü |
26/03/2023 | Karaköprü Belediyespor | vs | Yomraspor |
26/03/2023 | Nevşehir Belediyespor | vs | Yeni Mersin İdman Yurdu |
26/03/2023 | Şile Yıldızspor | vs | Ağrı 1970 Spor |
26/03/2023 | 1922 Konyaspor | vs | Çatalcaspor |
26/03/2023 | Şile Yıldızspor - Ağrı 1970 Spor | Ağrı 1970 Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı | Şile Yıldızspor yenilmez |
26/03/2023 | Edirnespor - Karşıyaka | Karşıyaka ligde deplasmandaki son 6 maçında hiç kazanamadı | Edirnespor yenilmez |