finans haberleri
casino siteleri bedava bonus tarafbet bahis siteleri deneme bonusu veren siteler
Bugun...



BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK’Ü GÖREN GÖZLER DATÇA'DA

Datça’da yaşayan Arifiye Köy Enstitüsü mezunu kendi ifadesine göre 97 yaşındaki Muhsin Civelek ile 10 KASIM anısına yapılan Röportaj

facebook-paylas
Güncelleme: 09-11-2020 14:33:09 Tarih: 08-11-2020 11:08

BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK’Ü GÖREN GÖZLER DATÇA'DA

Datça Havadis: Röportaj (Esmeri Alev Ekebaş) Fotoğraflar: (Ali Rıza Erdoğan)

Gazi Mustafa Kemal Atatürk öldüğünde 10 Kasım da tüm Türk halkı gözyaşı döktü. Atatürk gibi bir büyük önder, bir dahi bir daha gelmez. Bize bıraktıklarına ve devrimlerine sıkı sıkı sarılıp, sahip çıkmalıyız.

Köy Enstitüleri Kanunu’nun 1. Maddesi; "Buralarda öğretmen, eğitimci ve köye yarayan meslek erbabı yetiştirilir."

Köy Enstitüleri'nin amacı; Büyük Önder Atatürk'ün yukarıda işaret ettiğimiz hedefleri doğrultusunda, köylüleri sağlık, ekonomi, tarım, kooperatifçilik ve hayvan bakımı alanlarında çağa yaraşır biçimde eğitmek ve ekonomik yönden güçlendirilecek konularla bilgi ve becerilerini geliştirmektir.’

Datça' da yaşayan Arifiye Köy Enstitüsü mezunu, Sağlık Memuru 1923 doğumlu Muhsin Civelek ile röportaj yaptık. Muhsin Civelek Bey’in site komşusu olarak fotoğraflarını çekip röportajımıza katkıda bulunan Ali Rıza Erdoğan'a teşekkür ederim.

Kurtuluş Savaşı bittikten sonra Atatürk devrimlerinin ışığını köylere yayacak insanlara, öğretmenlere ihtiyaç vardı. “Bunu ancak eğitimle hallederiz.” düşüncesi hakimdi. Atatürk, 10 Kasım 1938’de ölünce, İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildi. Celal Bayar, Başbakan oldu. Celal Bayar, Başbakan olunca, mesleği öğretmen olan Hasan Ali Yücel’i Milli Eğitim Bakanı yaptı. Hasan Ali Yücel, kendini ulusuna adamış bir eğitimciydi ve Köy Enstitüleri’ni kurmayı kararlaştırdı. Bunun için İsmail Hakkı Tonguç ‘u İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne getirdi. Hasan Ali Yücel, ülkeyi 21 bölgeye ayırdı. Her bölge 3-4 ili kapsıyordu. Şehirden uzak ulaşım nedeniyle tren istasyonlarına yakın yerler seçildi ve bu projenin uygulanması için İsmail H. Tonguç görevlendirdi. İsmail. H. Tonguç, iyi bir eğitimciydi. Alman, İsveç Eğitim Bilimcilerinin yoksul çocukların topluma kazandırılması, okutulması konularındaki kitaplarının Türkçe’ye çevrilmesini sağladı. Bu konuları araştırmak için yurt gezisine çıktı. Düzenlediği raporu, Hasan Ali Yücel’e sundu. Hasan Ali Yücel, hazırladığı kanun taslağını T.B.M.M.’ye sundu. Kanun taslağı, birçok tartışmadan sonra 17 Nisan 1940 tarihinde, 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu olarak T.B.M.M.’de kabul edildi. İzmit-Arifiye, Ankara-Hasanoğlan, Konya-İvriz, Aydın-Ortaklar, İzmir-Kızılçullu, Eskişehir-Çifteler, Edirne-Kepirtepe, Balıkesir-Savaştepe, Antalya-Aksu, Kastamonu-Gölköy, Trabzon-Beşiktüzü, Isparta-Gönen, Kayseri-Pazarören, Samsun-Ladik, Malatya-Akçadağ, Sivas-Yıldızeli, Diyarbakır-Dicle, Adana-Düziçi, Kars-Cilavuz, Van-Erciş, Erzincan-Pulur’da okullar açıldı. Çok zor şartlar ve zamanlardı. 2. Dünya Savaşı’nın olduğu şartlarda Köy Enstitüleri, öğretmen ve öğrencilerinin çalışmalarıyla kurulmuştur. Köy Enstitüleri'nin kuruluş aşaması ve bu çalışmalara katkıda bulunanları, Datça'da yaşayan, Arifiye Köy Enstitüsü mezunu Sağlık Memuru Muhsin Civelek anlattı.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Muhsin Bey, kendinizden bahseder misiniz? O yıllarda köyünüzün sosyal-ekonomik yapısından, geçim kaynaklarından, okur yazarlık durumundan ana hatlarıyla bahseder misiniz?

Muhsin CİVELEK: Nüfus kaydında; Düzce ilçesinin Ada köyünde, 1 Haziran 1927 tarihinde doğmuş diye yazılıdır. Ama asıl doğum tarihim 1923 yılıdır. Bünyem çok zayıf ve çelimsiz olduğundan, memur olan dedem doğum tarihimi 1927 olarak yazdırmış. Babam dedeme; "Neden küçük yazdırdın?" diye kızmış. Dedem de; "Askere çelimsiz gitmesin." diye cevap vermiş.

Köyün geçim kaynakları; tütün, buğday ve az miktarda fındıktı. Köylü, çiftçilikle uğraşıyordu. Az miktarda okuryazarlık vardı. Babam Hüseyin Civelek, okumaya çok meraklıydı. Eski ve yeni yazı yazardı. Köyün, mektup, dilekçe gibi yazılarını yazardı. Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşırdı. İki kız, bir erkek kardeşim vardı. Ailemden hayatta bir tek ben kaldım. Arifiye Köy Enstitüsü’nde okudum. Yurdun çeşitli yerlerinde görev yaptım. Datça’da yaşıyorum. İki kızım var, onlarda Datça’da yaşıyor.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Adaköy’de ilkokul çağlarınızda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü görmüşsünüz. Anlatır mısınız?

Muhsin CİVELEK: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü görüşüm şöyle oldu. Köyümüz Adaköy, İstanbul- Ankara karayolu üzerinde, Düzce’ye bağlı bir köydü. Büyük Önder Atatürk’ün, karayolu ile Ankara’dan İstanbul’a giderken Düzce’de mola verdikten sonra köyümüzden geçeceği haberini aldık. Köyde. ‘Atatürk geliyor’ dediler. Köyün ortasından Ankara İstanbul otoyolu geçiyor. Tüm köylü, kadınlarımız, erkeklerimiz, çocuklar büyük bir coşku ve sevinç içinde yola döküldük, koşarak şose yol kenarına dizildik. Atatürk’ün geldiğini gören halk büyük bir heyecanla ‘Yaşa Varol!!’ diyerek, coşkuyla tezahürat yaptılar. Alkışlarla karşılanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk çok keskin gözleri ile bizleri selamladı, çok duygulandı: ‘İyi gidiyorsunuz. Siz artık bu işleri öğrendiniz, devam edin.’ diye konuştu, bize övgü dolu sözler söyledi.

 

 

Tüm Türk halı Atatürk’e hayrandı. Atatürk bize insan olduğumuzu anımsattı ve köylüye toprak dağıttı. Çarıktan ayakkabıya geçtik. Atatürk köylümüzü aydınlatmak için çok uğraştı: ‘Köylü, milletin efendisidir.’ dedi. Atatürk avuç içini göstererek: ‘Bu avuç içi kadar toprağı bile kimseye vermem.’ demiştir. Bugün, bu topraklar üzerinde yaşıyorsak Atatürk sayesindedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk öldüğünde, 10 Kasım’da, tüm Türk halkı gözyaşı döktü. Atatürk gibi bir büyük önder, bir dahi bir daha gelmez. Bize bıraktıklarına ve devrimlerine sıkı sıkı sarılıp, sahip çıkmalıyız.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Köy Enstitüleri'nde okumanın iki şartı vardı: Köy İlkokulu’nu bitirmiş olmak ve köy nüfusuna kayıtlı olmak. Siz hangi köy ilkokulunu bitirdiniz? Köyünüzde ve ailenizde kimler Köy Enstitüleri'nde okumaya gitti ve bu karar nasıl alındı? Köyünüzden İzmit Arifiye Köy Enstitüsü'ne giden yolu ve okula ulaştığınızda ilk kez Eğitim Başı ile karşılaştığınız an’ı anlatır mısınız?

Muhsin CİVELEK: Köy Enstitüleri'nde okumaya birkaç kişinin gittiğini hatırlıyorum benden önce ve sonra. Ama kim olduklarını hatırlamıyorum. Öğretmenimiz Celal Dikmen heykeli dikilecek adamdı. Cumhuriyetin ilk yıllarında birkaç yerde köylerde ilk defa 3 sınıftaki yerler açılmıştı. Ondan sonra 5 sınıfa çıkarmışlardı. Bizim köyde okul yoktu. Bize 5 kilometre uzakta Karaköy diye bir yerde yatılı bir okul yapılmış. Celal Dikmen; Silivri, Cumali, Kışla köylerinde okul yapmış. Her okulu bitirdiğinde, okul yapsın diye başka yere tayin etmişler. Karaköy'de 118 yatılı öğrenci vardı. Anası babası olmayan fakir çocuklar alınıp yatılı okula verilirdi. Ben ilkokula geç gittim. Yıl 1935. Beni ilkokula kaydeden de ilkokulu bitirdikten sonra beni Köy Enstitüsü'ne aldıran da odur. Celal Dikmen de benim hayatımı kurtaran insanlardan biri. Köy Enstitüsü'ne girmek için Düzce'de imtihan olman lazım dediler. Düzce, 15 kilometre uzakta. Sabahleyin, güneş doğmadan, yürüyerek gittim. Benim gibi 56 çocuk daha gelmişti. Ben köy Enstitüleri ismini ilk defa bu arada duydum. “Arifiye Köy Enstitüsü’ne girmek istiyorum. Kabulünü rica ederim.” diye bir dilekçe yazdırdılar herkese. İlk defa Arifiye Köy Enstitüsü ismini orada duydum. Yıl 1941. Sınav, herhalde mecburiyeti olan bir şey değildi. 1942 Ocak ayında; “Kazandınız. Gelin.” dediler. Dayım, Düzce'de esnaftı. Beni notere götürdü, kefillik yaptı. Okula kayıt olurken, yanımda bir çocuk daha vardı. “Ben de gitsem, alırlar mı acaba?” diye sordu. Dayım; “Ben onun için rica ederim.” dedi. Beni aldılar, yanındaki çocuk için de dayım, çok çalışkan diye anlattı. O dönem zaten öğrenci arıyorlar. Adı, Hidayet Cesur’du. Köy Enstitülü öğretmenler köyleri dolaşırdı. Köy çocuklarına ne yapacaklarını öğretirler di. Bakanlıkta kimin sağlıkçı kimin öğretmen olmak istediğine dair soru sordular. O dönemde köyler hastalıklarla boğuştuğu için ben sağlık bölümünü seçtim.

 

Esmeri Alev EKEBAŞ: 1937 Yılında Köy Eğitmenleri kursu ile ilk kuruluş aşaması başlayan, 1940 yılında Arifiye Köy Enstitüsü olarak bilim, sanat, uygulamalı dersleri ile üretim merkezi olarak ülkemize kazandırılan okulunuz için bize ayrıntılı bilgi verir misiniz?

Muhsin CİVELEK: Arifiye Köy Enstitüsü’nde okurken, hastalıkların tipleri ve neler yapmamız gerektiğini öğrettiler. Sağlıkla ilgili kitaplar verdiler temizlik ile ilgili bilgiler öğretildi. Bize öğretilen bu bilgileri ve ne yapılması gerektiğini köylülere anlatırdık. Pislik ve hastalık yaygındı. Köyün kadınlarına ve erkeklerine neler yapmaları gerektiğini öğretirdik. Askerliğimi Yedek Subay olarak yaptım. Bir Albay bize; “Bravo! Salgınları durdurdunuz.” diye övgüler yağdırdı. Köylüler, anlatılanlara çok ilgi duyuyorlardı. Hangi hastalığa karşı hangi ilacı almaları gerektiğine dair inceden inceye sorular sorarlardı.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Köy Enstitüsü'nde, uygulamalı olarak hangi dersleri aldınız? Arkadaşlarınızla köylerinize öğretmen veya sağlıkçı olarak döndüğünüzde bu eğitimin toplumun aydınlatılmasına geri dönüşümü nasıl gerçekleşti? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve devrimlerinin aydınlanmasını topluma nasıl aktardınız?

Muhsin CİVELEK: Her yerde bir alev yükselmiş, kuruluş aşamasında köylüler bile büyük bir arzu ve istekle açılışlarını beklemişti. Sağlık konusunda çok ilkel uygulamalar vardı. Aileler çocuklarını okula göndermiyorlardı. Köy Enstitüleri açıldığında, herkes çocuklarını okula göndermek istedi. Köylüler tarım uygulamalarını daha bilinçli olarak yapmaya başladılar. Büyük eğitimci devin şu sözleri bu enstitülerin ideallerine ve planlarına ne kadar da uyumaktadır; "Yurtta yalnız kurtarıcı ve lider yetiştirmek yeterli değildir. Yurttaşlar, yurdun politik, ekonomik ve kültürel gelişimine katılacak bir eğitim görmelidir." Cumhuriyet politikalarını aynı heyecanla yürütecek, siyasi sorumlu olarak doğru bir seçimle Milli Eğitim Bakanlığı'na, 1938 yılında Hasan Ali Yücel getirilmiştir. Doğu kültürü ile yetişmiş, fakat batı kültüründe çok iyi büyük bir eğitimci, kültür devrimcisi olan Hasan Ali Yücel ile görevin uygulayıcısı Asya Kıtası'nın en büyük eğitimcisi kabul edilen İsmail Hakkı Tonguç, bu büyük kültür ve eğitim devrimini üstlenmişlerdir. Onlar; Eğitmen Kursları, Köy Enstitüleri, Halk Evleri ve Halk Odaları ile dünya klasiklerini tercüme edecek bir tercüme bürosu kurmak suretiyle, Türk toplumunun kültürünü zenginleştirecek yönde, büyük katkılarda bulunmuşlardır.17 Nisan 1940 günü Köy Enstitüleri Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiştir. Bu kanun gereği, ikinci Dünya Savaşı'nın doğurduğu zor koşullara karşın okuyan öğrencilerin emeği ile 1947 yılına kadar 21 Köy Enstitüsü ve bir de Hasanoğlan'da Yüksek Köy Enstitüsü kurulmuştur.

Köy Enstitüleri'nin amacı büyük Önder Atatürk'ün yukarıda işaret ettiğimiz hedefleri doğrultusunda köylüleri sağlık ekonomi tarım kooperatifçilik ve hayvan bakımı alanlarında çağa yaraşır biçimde eğitmek ve ekonomik yönden güçlendirilecek konularla bilgi ve becerilerini geliştirmektir. Bu branşlar içinde personel yetiştirmek le de yükümlüdürler. Atamızın sözü şudur; "Köylümüzün gönenç içinde, mutlu ve sağlıklı olarak yaşaması için uygar insanlık düzeyine çıkarma amaçlarına uygun, köyü kalkındırma ve köylüyü bu suretle canlandırma ülküsü hayat bulacaktır.”

Esmeri Alev EKEBAŞ: Köy Enstitüleri'nde Öğretmen ve Sağlıkçı olarak mezun veren sınıflar ayrı mıydı?

Muhsin CİVELEK: Ayrı ayrı sınıflarda eğitim gördük. Fen ve sağlık öğrencilerinin sınıfları ayrı ayrıydı.

 

Esmeri Alev EKEBAŞ: Okulunuzda kız ve erkek öğrenciler hangi dersleri alıyordu? Uygulamalı dersleri ve hafta sonu çalışmalarınız nasıl oluyordu?

Muhsin CİVELEK: Kız ve erkek öğrenciler aynı dersleri alıyordu. Beraber oturup beraber eğitim alıyorduk. Birbirimize derslerimizi anlatarak tartışmalar yapıyorduk mütalaalar da bulunuyorduk. Kızlar erkekler birlikte Zeybek oynardık. Bu zorunluluk değildi herkes zevk alırdı bu tip etkinliklerden. 5 gün kültür derslerine ayrılır. 15 gün iş, 15 gün ders. Yaz da dahil. Bizde tatil yoktu. Bir ay izin vardı. Sağlık kolunda, genel derslerin yanında gördüğümüz mesleki yeni dersler şunlardı: Anatomi, Fizyoloji, Patoloji, Mikrobiyoloji, Epidemiyoloji, İç Hastalıkları, Küçük Cerrahi, Çocuk Hastalıkları ve Bakımı, Hijyen, Köy Sanitasyonu. Derslerden bir anı; Enstitümüzde, insan vücuduna ait plastik modeller vardı. Anatomi dersinde kemikleri gösteren bir erkek ve bir kadın plastik model

üzerinde ders yapıyorken, ilk defa bir kadın vücudunu çıplak olarak görüyorduk. Başladık gülmeye. Dr. Orhan Bey, bize dönüp; "İki gün gülün ama sonra gülenlerin anatomiden alacağı not sıfırdır." deyince, kendimize geldik.

 

Esmeri Alev EKEBAŞ: Yılda 25 kitap okuma zorunluluğu size ne kazandırdı?

Muhsin CİVELEK: Kitap okuma alışkanlığı kazandırdı. Her Köy Enstitüsü’nde olduğu gibi Arifiye Köy Enstitüsü kitaplığı da oldukça zengindi. Kitaplar öğrencilerin algılarını zenginleştiriyordu. Kitap okumayı bir alışkanlık haline getirmemize öğretmenlerimiz çok önem verirdi. Kütüphanelerde her ülkenin kültürü ile ilgili bir kitap bulabilirdiniz. Bir gün kütüphanedeki nöbetçi arkadaşımıza Romanya üzerine bir kitap olup olmadığını sorduğumda, bana, "Asılmışlar Ormanı” isimli bir kitabı hiç düşünmeden çıkarıp vermişti. Öğrencilerde ilk kitap sevgisi, Cervantes'in Don Kişot isimli eseri ile başlardı. Ardından öykülere geçilirdi. Öncelikle Yunan klasikleri okunurdu. Sınıfları ilerledikçe, konular ve ilgi alanlarımız değişiyordu. Cronin'in Şahika isimli kitabı sıklıkla okunurdu. Sınıflar ilerledikçe, kitaplar da doğal olarak değişiyordu. Bunlar arasında; Eflatun'un Devleti, J.J. Rousseau'nun İtiraflar’ı, Amerikan İngiliz, Fransız, Rus, Alman klasikleri, ilginç bilimsel araştırma kitapları, örneğin Polonyalı Papaz Kopernik'in güneş sistemi, uzay hakkındaki buluşlarına ait olayları anlatan kitaplar vardı.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Mezun olduktan sonra nerelerde görev yaptınız?

Muhsin CİVELEK: Mezun olduktan sonra ilk görev yerim doğum yeri alan Düzce ve civarları idi. Daha sonra Türkiye'nin birçok bölgesinde görev yaptım. Güneydoğu'da şu anda hatırlamadığım bir bölgede görev yaparken çok ilginç anılarım oldu. Köyleri rahatça da ulaşabilmemiz için enstitü tarafından bir binek atı verildi. Anadolu'nun her yerleşim yerinde adeta olağan görülen tifo çiçek, tifüs, kızamık, cüzzam, trahom hastalıkları yüzünden köylerde çocukların ve büyüklerin ölümleri adeta Kader sayılmaya başlamıştı. 1947 yılında Yığılca beldesine atandım. Bölgeye atanmam dan itibaren, 2 yıl içinde tren git tedavi yönetmeliğine göre bu insanların tedavileri sağlandı. Askerlik görevinden sonra 1956 yılında Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesine atandım. 1958 yılında Sarıyer ilçesinde gezici sağlık memuru olarak görevlendirildim.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memurunun Anıları kitabınızı ne zaman yayınlattınız? Kitabınızda sizi en çok etkileyen anınızı aktarabilir misiniz?

Muhsin CİVELEK: “Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memuru’nun Anıları” kitabım yayınlandı. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Yayınları/ Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memuru’nun Anıları Muhsin Civelek/ Yayına Hazırlayanlar: Şefika Görgülü Kamçez ve Karabey Aydoğan. Röportajımızda kitabımdan alıntı yapabilirsiniz.

İlginç bir anımı anlatayım; Sanırım 1965-1967 yıllarıydı. Okulumu çocuklarla birlikte ziyaret etmek istedim. Müdür bana dedi ki; "Hocam, nerede öğretmenlik yaptınız?". Dedim ki; "Ben öğretmen değilim, sağlık memuruyum". "Siz yanlış geldiniz, burası Öğretmen Okulu" dedi. Ben de; "Değil, Köy Enstitüsü. Orada öğretmen okulu yazmıyor, Köy Enstitüsü yazıyor." dedim. "Enstitü ne demek, biliyor musunuz?" dedi. "Peki, size bir şey soracağım. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde sadece mühendis mi yetişiyor?" dedim. "Orada mühendis de müzisyen de yetişiyor. Orada köye Öğretmen Okulu dese, tamam haklısın, zaten kuruluş felsefesi de budur. Köy Enstitüleri Kanunu’nun 1. Maddesi; "Buralarda öğretmen, eğitimci ve köye yarayan meslek erbabı yetiştirilir." der. Burada; Köy Doktoru, Ziraatçı, Kooperatifçi yetişecek. Hatta sınıfta kalanları bile marangoz yapıyorlardı. Bazılarına, İnşaat Ustası diye belge verdiler.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Sizi yaşamınız boyunca en çok kimler etkiledi? Birebir görüştüğünüz aydınlanma devrimlerine katkıda bulunan isimler, o kişilerle anekdotlar hatıralarınızda var mı?

Muhsin CİVELEK: Beni en çok etkileyen İlkokulda Celal Dikmen öğretmenimdi. Benim Köy Enstitüsüne gitmeme yardımcı olmuştu. Bir gün önüne çıkarak-"Öğretmenim okumak istiyorum ama ailemizin olanakları kısıtlı olduğu için gidemiyorum. Bana yardım edebilir misiniz diye ricada bulundum. Celal Bey biraz düşündükten sonra; "Ben sana haber gönderirim, sen merak etme.” diyerek, bana güven, umut ve bir ışık verdi. İki ay bekledikten sonra sevindirici haber geldi. Düzce İlköğretim Memurluğu’na gidip başvurmam gerektiğini bildirdiler.

Diğer hatırladığım anılarımdan bir ikisini anlatayım;

Aşık Veysel'den bir anı; "1942 yılında bir gün, yemekhane nöbetçisiyim. Yemek yenildikten sonra nöbetçi öğrenciler, bulaşık tabaklarını, çatalları ve kaşıkları masalardan toplarlardı. Masalar silinir, süpürülür, paspas yapılır, ortalık temizlenirdi. Aşık Veysel Şatıroğlu, yanında yardımcısı Küçük Veysel ile gelirdi. Onların yemeklerini verirdik. Aşık Veysel; "Muhsin Bey oğlum, sıladan bir name geldi. Şunu bir okuyabilir misin? Dinleyelim.” dedi. "Okurum öğretmenim." dedim. Gelen mektubu ağır ağır okudum. Dudakları mutlulukla büküldü. Sanki gözümün içine bakar gibi, yüzünü bana çevirdi; "Muhsin Bey oğlum, hazır buraya oturmuşken bu namenin bir aynını yazıverir misin?” "Seve seve öğretmenim." dedim. İstediği nameyi yazdım. Hoşuna gitti. Bundan sonra birkaç defa daha mektup yazdık birlikte. Ruhu şad olsun."

Yatakhane ve lojmanlara gereksinim çok olduğundan, inşaata öncelik veriliyordu. 1943 yılı Eylül sonu olması gerek, İsmet İnönü, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’la beraber yolu üstünde bulunan enstitümüze uğradı. Bizler, konuklarımızdan habersiz, inşaat epey ilerlemiş, yatakhane duvarı örmeye çalışıyorduk.

Cumhurbaşkanımız; "Ne yapıyorsunuz?"

Öğrenci: "Cumhurbaşkanım, binanın duvarları bitti, çatısını kapatmak için çatı makası yapıyoruz."

Cumhurbaşkanımız; "Bunu neye göre yapıyorsun?"

Öğrenci; "Mimarın yaptığı plana göre yapıyorum.”

Cumhurbaşkanımız; "Bu eğitim ne işe yarıyor?"

Öğrenci; “Bölgenin iklim koşullarına göre kar, yağmur, rüzgâr, çatıya binen yüke göre hesap edilmiş. Planı görmek ister misiniz?”

Bu arada Hasan Ali Yücel, benim ne yaptığımı sordu, anlattım.

Bu yaptığın duvarın neresi?”

Ben de; “Şu çıkıntı, pencere ile kapının arası. Ördüğüm kısım ise pencere kenarı.”

Hasan Ali Yücel; "Bu boşluğu sen mi bırakıyorsun?"

Hiç olur mu? Plan burada.”

Duvara dayalı plana açtım, ara mesafenin santimi bu duvar kalınlığı yerden yüksekliği tabandan tavana kadar derken, rahmetli bakanımız gruba doğru yürümeye başladı. İsmet İnönü'nün yanına gider gitmez mutlu bir yüz ifadesi ile; “Paşam, bunlar plan okumasını da öğrenmişler.” dedi. Sevgi yüklü bu söz üzerine rahmetli İnönü, aynı mutluluk ifadesi ile başını sallayarak Bakan’ı onayladı. Doğal olarak aynı mutluluğu paylaşan İsmail Hakkı Tonguç da gurur duydu. Bu gezinin enerjisine, mutlaka bir enerji kattığına hep inanmışımdır.

Esmeri Alev EKEBAŞ: Öğretmenleriniz ve birlikte mezun olduğunuz arkadaşlarınızdan ad soyad olarak hatırladıklarınız var mı? Şu an görüştükleriniz var mı? Köy Enstitüleri kapatılınca neler hissettiniz? Kapatılmasaydı, aydınlanma devrimleri devam eder miydi?

Muhsin CİVELEK: Öğretmenlerimden, Okul Müdürümüz Süleyman Edip Balkır, bize okuma alışkanlığını aşılamıştı. Aşık Veysel de gelirdi bir ara. Hatta bir ara bana bir mektubunu okutup yazdırmıştı. Biyoloji dersimize Cahide Ürkmez Hanım girerdi. İlkokuldaki öğretmenimiz Celal Dikmen, heykeli dikilecek adamdı. Celal Dikmen; Silivri, Cumali, Kışla köylerinde okul yapmış. Her okulu bitirdiğinde okul yapsın diye başka yere tayin etmişler. 1950 de iktidara gelen Demokrat Parti'nin icraatlarından biri de; halkın kültür düzeyini yücelten, Aşık Veysel gibi, onlarca ozan, tiyatrocu, ressam, müzisyen ve diğer sanat elemanlarını yetiştiren, halk kültürünü ayakta tutan, güzelim Halk Evleri’ni Halk Odaları’nı kapatması olmuştur. Bu kuruluşlardaki kütüphaneler boşaltılmış, yüz binlerce kitap kamyonlara yüklenerek, kâğıt yapılmak üzere İzmit Kâğıt Fabrikası’na taşınmıştır. Müzik aletleri, tiyatro çalışmaları için gerekli yiyecek ve aksesuarlar da isteyene dağıtılmıştır. Oysa köyü, kültür, sağlık, tarım ve ekonomik yönden kalkındıracak olan Köy Enstitüleri, dünyadaki belli başlı eğitimcilerin öyküsüyle birçok ülkeye de önerilmişti. Köy Enstitüleri, 1923 yılı ile 1950 yılları arasındaki uygarlık ve kalkınma kazanımları ile birlikte önce tufanın, sonra da arkadan gelen kasırganın etkisine uğrayarak yeni iktidar tarafından 1954 yılında temelli kapatıldı. Devrimle elde edilen eserlere baltalar bir bir inmeye başlamıştı. Işık saçan o güzelim Halk Evleri, Halk Odaları ve 1954 yılında da Köy Enstitüleri, bir daha açılmamak üzere kapatılmışlardır. Peki, sonra ne mi oldu? Genç Cumhuriyet kendi ulusuna karşı sevgi empati duymayan bağnazlıklarla cahillikleri işleyen din tüccarları ve halk dalkavukların elinde kalınca ne yazık ki 1920'li yıllara geri dönüldü. Bu düşüncenin Türkiye'de neden olduğu sosyal, kültürel ve ekonomik yıkım, günlük basından da izlenebiliyor. Sonuç olarak, istenilen ve beklenilen köyleri canlandırma hizmetleri, karşı devrimcilerin insafına bırakıldı. Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi, bağımsızlık, aydınlanma ve laikliktir. Köy Enstitüleri'nin kuruluş felsefesi, aydınlanma yönündedir. Halkı bilinçlendirmektir. Halkı bilinçlendireceksin ki toplum uygar olabilsin. Platon'a göre demokrasi için esas ilke, halkın egemenliğidir. Ama bu halkın, iyi eğitimli olması gerekir. Aksi takdirde demagoglar yetişir. Otokrasi ve oligarşi gerçekleşir.

KAYNAK 1: Köy Enstitüsü mezunu Sait Karaman Röportajım

Kaynak 2: Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği Yayınları, Arifiye Köy Enstitülü Sağlık Memurunun Anıları-Muhsin Civelek. Yayına Hazırlayanlar: Şefika Görgülü Kamçez Ve Karabey Aydoğan

 




Editör: Celal Ersoy

Bu haber 3075 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HAVA DURUMU
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 25 19 3 3 52 19 60 +33
2 Fenerbahçe 24 17 4 3 61 26 54 +35
3 Beşiktaş 25 14 4 7 45 25 49 +20
4 Adana Demirspor 25 12 4 9 47 27 45 +20
5 Trabzonspor 25 13 7 5 42 32 44 +10
6 Başakşehir FK 24 12 7 5 34 26 41 +8
7 Kayserispor 25 12 11 2 39 36 38 +3
8 Konyaspor 25 8 7 10 29 27 34 +2
9 Fatih Karagümrük 24 7 7 10 51 47 31 +4
10 Antalyaspor 25 8 13 4 32 40 28 -8
11 Alanyaspor 25 7 11 7 35 46 28 -11
12 Sivasspor 25 7 12 6 31 38 27 -7
13 Kasımpaşa 25 7 13 5 31 44 26 -13
14 Gaziantep FK 25 6 12 7 31 39 25 -8
15 MKE Ankaragücü 24 7 13 4 27 37 25 -10
16 İstanbulspor 24 7 14 3 27 48 24 -21
17 Giresunspor 24 5 11 8 23 42 23 -19
18 Hatayspor 24 6 13 5 19 47 23 -28
19 Ümraniyespor 25 5 13 7 33 43 22 -10
Takım O G M B A Y P AV
1 Samsunspor 26 15 2 9 46 19 54 +27
2 Eyüpspor 26 16 5 5 34 18 53 +16
3 Pendikspor 26 13 5 8 40 21 47 +19
4 Çaykur Rizespor 25 12 3 10 40 20 46 +20
5 Keçiörengücü 26 13 6 7 42 30 46 +12
6 Sakaryaspor 26 15 10 1 42 34 46 +8
7 Bodrumspor 26 12 9 5 39 28 41 +11
8 Manisa FK 25 10 6 9 34 28 39 +6
9 Boluspor 25 10 7 8 30 29 38 +1
10 Bandırmaspor 25 10 8 7 37 40 37 -3
11 Göztepe 25 10 9 5 24 20 35 +4
12 Tuzlaspor 26 8 14 4 31 39 28 -8
13 Altay 26 7 11 8 28 33 25 -5
14 Adanaspor 26 6 13 7 32 46 25 -14
15 Erzurumspor FK 25 7 12 6 28 35 24 -7
16 Altınordu 25 5 15 5 22 43 20 -21
17 Gençlerbirliği 25 4 16 5 26 43 17 -17
18 Denizlispor 26 5 16 5 25 45 17 -20
19 Yeni Malatyaspor 26 4 15 7 22 51 16 -29
Takım O G M B A Y P AV
1 Kocaelispor 27 17 3 7 55 25 58 +30
2 Van Spor FK 27 16 4 7 38 18 55 +20
3 Bucaspor 1928 27 15 4 8 41 17 53 +24
4 Ankara Demirspor 27 15 5 7 46 20 52 +26
5 1461 Trabzon FK 27 15 5 7 37 17 52 +20
6 İskenderunspor A.Ş. 27 15 5 7 38 22 52 +16
7 Karacabey Belediye Spor 27 13 5 9 37 23 48 +14
8 Zonguldak Kömürspor 27 13 10 4 31 29 43 +2
9 Serik Belediyespor 27 10 8 9 36 30 36 +6
10 Kırklarelispor 27 8 9 10 24 23 34 +1
11 Fethiyespor 27 9 12 6 29 37 33 -8
12 Sarıyer 27 7 10 10 29 37 31 -8
13 Kırşehir FSK 27 6 9 12 25 30 30 -5
14 Etimesgut Belediyespor 27 7 11 9 30 38 30 -8
15 Kastamonuspor 27 7 14 6 25 36 27 -11
16 Adıyaman FK 26 5 13 8 22 37 23 -15
17 Uşak Spor 27 5 17 5 22 47 20 -25
18 Balıkesirspor 27 4 15 8 19 43 17 -24
19 Diyarbekir Spor 26 2 15 9 18 46 15 -28
20 Pazarspor 27 1 16 10 17 44 13 -27
Takım O G M B A Y P AV
1 Yeni Mersin İY 24 15 3 6 31 13 51 +18
2 Karaköprü Belediyespor 24 13 6 5 34 20 44 +14
3 52 Orduspor FK 24 13 6 5 37 24 44 +13
4 Belediye Derincespor 24 12 4 8 33 22 44 +11
5 Belediye Kütahyaspor 24 11 3 10 37 24 43 +13
6 Karşıyaka 24 11 6 7 31 18 40 +13
7 Nevşehir Belediyespor 24 11 6 7 34 27 40 +7
8 1954 Kelkit Bld.Spor 24 7 6 11 21 19 32 +2
9 Hacettepe 1945 24 8 10 6 31 32 30 -1
10 Ağrı 1970 Spor 24 7 8 9 19 22 30 -3
11 Elazığspor 24 8 10 6 27 33 30 -6
12 1922 Konyaspor 24 8 12 4 25 35 28 -10
13 Çatalcaspor 24 7 12 5 27 31 26 -4
14 Amasyaspor Futbol Kulübü 24 6 11 7 21 31 25 -10
15 Şile Yıldızspor 24 4 10 10 19 31 22 -12
16 Edirnespor 24 6 16 2 19 36 20 -17
17 Yomraspor 24 4 13 7 18 27 19 -9
18 Eskişehirspor 24 4 13 7 27 46 19 -19
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2023 Başakşehir FK vs MKE Ankaragücü
 02/04/2023 Fenerbahçe vs Beşiktaş
 02/04/2023 Galatasaray vs Adana Demirspor
 02/04/2023 Giresunspor vs Alanyaspor
 02/04/2023 İstanbulspor vs Fatih Karagümrük
 02/04/2023 Trabzonspor vs Kayserispor
 02/04/2023 Ümraniyespor vs Konyaspor
 09/04/2023 Beşiktaş vs Giresunspor
 09/04/2023 Fatih Karagümrük vs Fenerbahçe
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 24/03/2023 Denizlispor vs Boluspor
 24/03/2023 Samsunspor vs Altınordu
 25/03/2023 Keçiörengücü vs Gençlerbirliği
 25/03/2023 Tuzlaspor vs Göztepe
 25/03/2023 Altay vs Manisa FK
 26/03/2023 Bodrumspor vs Erzurumspor FK
 26/03/2023 Eyüpspor vs Çaykur Rizespor
 28/03/2023 Boluspor vs Samsunspor
 28/03/2023 Altınordu vs Denizlispor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 25/03/2023 Balıkesirspor vs Serik Belediyespor
 25/03/2023 Fethiyespor vs Kocaelispor
 25/03/2023 Kırklarelispor vs Bucaspor 1928
 25/03/2023 Pazarspor vs Kırşehir Futbol Spor Kulübü
 25/03/2023 Uşak Spor vs Sarıyer
 25/03/2023 Van Spor FK vs Karacabey Belediye Spor
 25/03/2023 Zonguldak Kömürspor vs Etimesgut Belediyespor
 25/03/2023 1461 Trabzon FK vs Ankara Demirspor
 29/03/2023 Bucaspor 1928 vs Uşak Spor
 29/03/2023 Etimesgut Belediyespor vs Van Spor FK
 29/03/2023 Sarıyer - Balıkesirspor Balıkesirspor ligdeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Sarıyer yenilmez
 29/03/2023 Sarıyer - Adıyaman FK Adıyaman FK ligde deplasmandaki son 13 maçında hiç kazanamadı  Sarıyer yenilmez
 29/03/2023 Etimesgut Belediyespor - Van Spor FK Van Spor FK ligdeki son 14 maçında hiç kaybetmedi  Van Spor FK yenilmez
 29/03/2023 Ankara Demirspor - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligde deplasmandaki son 14 maçında hiç kazanamadı  Ankara Demirspor yenilmez
 29/03/2023 Bucaspor 1928 - Uşak Spor Bucaspor 1928 ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Bucaspor 1928 yenilmez
 29/03/2023 Kırşehir Futbol Spor Kulübü - Fethiyespor Kırşehir Futbol Spor Kulübü ligde evindeki son 6 maçında hiç kaybetmedi  Kırşehir Futbol Spor Kulübü yenilmez
 29/03/2023 Serik Belediyespor - Pazarspor Pazarspor ligdeki son 16 maçında hiç kazanamadı  Serik Belediyespor yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 25/03/2023 Belediye Derincespor vs 52 Orduspor FK
 26/03/2023 Edirnespor vs Karşıyaka
 26/03/2023 Elazığspor vs Belediye Kütahyaspor
 26/03/2023 Eskişehirspor vs 1954 Kelkit Bld.Spor
 26/03/2023 Hacettepe 1945 vs Amasyaspor Futbol Kulübü
 26/03/2023 Karaköprü Belediyespor vs Yomraspor
 26/03/2023 Nevşehir Belediyespor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 26/03/2023 Şile Yıldızspor vs Ağrı 1970 Spor
 26/03/2023 1922 Konyaspor vs Çatalcaspor
 26/03/2023 Şile Yıldızspor - Ağrı 1970 Spor Ağrı 1970 Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Şile Yıldızspor yenilmez
 26/03/2023 Edirnespor - Karşıyaka Karşıyaka ligde deplasmandaki son 6 maçında hiç kazanamadı  Edirnespor yenilmez
NAMAZ VAKİTLERİ
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI